Hep birinci olmanın insanın üstünde yarattığı baskı vardır; ya da ekseriyetle iyi notlar alırsanız aileniz alışır ve hep öylesini bekler ya... Çıtayı yükseltmişsinizdir.
Bir ilişkide ilerledikçe çıta yükselir ister istemez; siz umrunuzda değilmiş gibi davranırsınız (belki de gerçekten umrunuzda değildir) ama başkaları sizin ilişkinize bakıp bir şey beklerler. "Ee çıkıyor musunuz?" "Ee evleniyor musunuz?" "Ee çocuk ne zaman?"
Bi bırak arkadaş ya.
İki insanın beraber olmak istemesinde veya sadece takılmak istemesinde bence bir yanlış yok. Buna yanlış diyenlerin çoğu da bu tarzı benimseyemeyecekleri için yanlış kabul etme yolunu seçenler aslında. Ben de bir insan için "takılırız yea" diyemeyeceğim muhtemelen hayatım boyunca ama tamam canım, napalım ben buysam, başkaları da böyle yaşayacak diye bir kaide yok. "Friends with benefits"e de inanmam, inanmadığımı da söylerim (ya ilişki biter sonunda, ya da arkadaşlık) ama bu demek değil ki kimse arkadaşıyla yatmasın, yassakh kardeşim!
(Ha, bu da ayrıca demek değil ki sadece takıldığınız adamı, kaşar addedilmemek için sevgili kılıfına soktuğunuzda bunu yiyorum... Yok canım!)
Yüzyıllardır süren ilişkiler bittiğinde ister istemez bir "bunlar artık barışırsa kesin evlenir" hissi oluyor. Belki barışmak istemiyor adamlar o anlamda. Belki zaten barışıklar ama kimsenin gözü üzerlerinde olmadan durmak istiyorlar bir müddet; belki sonunda hiç bir şey olmayacak ama belki sarılıp uyumak istiyorlar, ne bileyim... Alışmışlığın hiçbir değeri yok mu?
İki arkadaşı birbirine yapmaya çalışırken en az birine söylemek o işi olağanlıktan çıkarıp berbat eder, olacağı varsa da olmaz ya... Eski sevgilileri de tekrar beraber görünce gözleri faltaşı gibi açıp "aaa!" demek onları pek geriyor bana kalırsa. Bıraktıkları olurdan sapıyor aralarındaki ilişki her neyse. Zaten neden o kadar şaşırıldığını da anlamış değilim. Artık her şey normal demiştim bir seferinde, istesek de istemesek de normal her şey ve herkesin altlı üstlü ve iç içe olması ve bunu anlatmaya bile değer bulmaması normalken, neden bir tek eski sevgililerin arasında olup bitene şaşırıyoruz ki? Yenilere şaşıralım.
Bu kadar karmaşık değiliz aslında; iki tarafın da ben bunu yine görmek istiyorum veya şu an içimden elini tutmak geldi demesinin sağlam bir dayanağı olmadığı için (o günler geride kaldığı için) birbirini yeniden sevgili hanesine yazan adamlar olmak zorunda değiliz sanki. Kafamız böyle çalışmıyor bizim ve zaten bunların hiçbiri kafayla çözülecek şeyler değil.
"Yani şimdi siz çıkıyor musunuz, çıkmıyor musunuz?"
Adam kendisi de bilmiyor abi; zorlama sen de.
Yayınlamadan önce birkaç kez düşündüğüm bir yazıdır. Eski kafalılığıma pek uymuyor sanki. Lakin anlamak, hak vermek demek değil ya.
Bir de şu var ki çok önemli; "Yani şimdi siz çıkıyor musunuz, çıkmıyor musunuz?" deme hakkını bulmak kendinde.
Bir de şu var ki çok önemli; "Yani şimdi siz çıkıyor musunuz, çıkmıyor musunuz?" deme hakkını bulmak kendinde.
(25 Ocak 2011, İstanbul)
3 yazmadan duramayan var!:
Güzel toparlamışsın :) Herkes her şeyi sorma hakkını kendinde buluyor. Özel hayat anlayışı yerleşmemiş henüz.
yazının başı bana bunu hatırlattı :)
http://rubyedwards.blogspot.com/2010/11/evlilik-ask-olduruyor-guzeliiiim-ay-ay.html
Bayağı başarılı :)
Yorum Gönder