"Onlar yayıncı değil mi ya? Dergi işi mi?" diyen arkadaşımın bunları söylerkenki yüz ifadesi. Kaşlar havada, ağız tebessüm etmekle yok artık demek aralığında açık... "Benimle dalga mı geçiyorsun?"
Hayır dalga geçmiyorum. Daha elimde hiçbir şey yok ama o kadar mutluyum ki! *ihih*ihih! diye gülmekten kendimi alamıyorum bunu, değerini bilecek kişilere anlattığımda. Beyza, Erinç, Özgür, benim StepS aşkımın şahitleri ve sonunda, metus. Beni çok kıskanacak adamların önde gidenlerinden, bu *ihih'lerimin sebebini en çok anlayacak olanlardan.
Of, of başım çok yanacak, çok iş çıkaracağım kendime, başımı alamayacağım belki ama yorgun gözlerle bile güleceğim. Biliyorum, güldüm çünkü daha önce, ağzımdan o kahkahanın çıktığını duydum, başkaları da duydu yahu, tanığım var sürüyle. Mesela 3. Levent'in taksicileri veya taksi durağına doğru son düzeltmeleri düşünerek yürürken kafamı çarptığım ilan panosu, ilk Millennium Tech'im geldiğinde odada olan herkes, giyinip süslenmiş halde ve Türk Gecesi yolunda dönemin dekanının soyadını düzeltirken elimi mora boyayan ozalitler, ikinci dergim elimde hızla tırmanırken dayanamayıp Sinan'ı aradığım ve ona teşekkür ettiğim yokuş, bir organizasyonu konumlandırırken takılı kaldığım ve üstünde hiç söz hakkımın olmadığı -masanın yanlış tarafında oturduğumun kanıtı- afiş... Hepsi duydu ve unutmuş olamazlar.
Ben unutmamışım bak.
Düşün bellatrix, sen iş değiştirmiyorsun, bir işe geri dönmeye çalışıyorsun.
Hiç de fena fikir değil.
Düşün bellatrix, sen iş değiştirmiyorsun, bir işe geri dönmeye çalışıyorsun.
Hiç de fena fikir değil.
(08 Ocak 2010, İstanbul)
2 yazmadan duramayan var!:
söz istiyorum, sataşma var...
ne kıskanacam be, aaa deli mi ne!
ayrıca benim ünlem nidamı görmüş kadar olmuşsun, o kadar hayıflanma bellatrix...
şaşırtıcı tabi de, iş hayatında dergi topuna girecekler listesinde bir numaralı aday olduğunu bilmeyen yok bellatrix. (iki numara dante, duysun bunu- bu taşlama danteye iletilecek, ilet)
hayırlısı eğer oysa, dört buçuk ay sonra, her şey -benim için- geride kaldıktan sonra, kafamı koltuğa yasladıktan sonra uzandığım derginin künyesinde adını görmem dileklerimle...
o zamana kadar cevap haklarım mahfuz, seni de boş bırakmaya gelmiyor :)
sen bunu yapmadığın için kıskanacaksın metus :)
danteye aynen iletilecek, mahlasını kullandığının altı çizilerek. sevinir.
dileklerinin gerçek olması dileklerimle, ben boş bırakılacak kadın mıyım zaten, tövbe tövbe...
Yorum Gönder