tag:blogger.com,1999:blog-10107405408671949692024-03-13T04:46:54.504+03:00... yazı kalır.bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.comBlogger1605125tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-82666300758653397662020-07-26T15:40:00.001+03:002020-07-26T15:40:32.290+03:00kara delik gibiYazıların eskiyemediği bir yerden bildiriyorum.bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-22052276906642838602020-06-25T11:33:00.001+03:002020-06-25T11:33:54.666+03:00the party that never happenedYalnızlığımın onuncu yılını eğlence malzemesi haline getirmek için bir parti yapsak diye düşünmüştüm. O zamanlar psikiyatra gidiyordum, bu planımdan bahsettiğimde "size o partiyi yaptırmayalım o zaman" deyip gülümsemişti. Ben de gülümsemiştim çünkü hiç ihtimal vermemiştim.<div><br></div><div>Bu gülümsemeler sanırım Kasım ayı filan gibiydi. Sene 2018.</div><div><br></div><div>Bu sabah kalktım, whatsappa baktım, biraz üzüldüm ve bunu hatırladım. Kalbim kırılmadı çünkü kırılacak kadar hak iddia edemiyor.</div><div><br></div><div>Keşke yapsaydık o partiyi 2019 Şubat'ında. Hiçbir şey değişmezdi ama biz pandemi öncesi bir kez daha eğlenmiş olurduk. Başka neyimiz var ki hayatta?</div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-64805193469814099532020-05-31T22:46:00.001+03:002020-06-02T01:33:28.025+03:00Hatırlamadığımız parantezinde kitaplar ve çocukluk<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCiIaRKuF9Dqqu4nKV0ejFanWd3B9zG2hJTFsWSxauhkLK7Xc082Ug7UiXkTh4ZIwj6S-c2oAaylza0v_lCdHzhW0LVHWo5m_ptOyUywf3z9trRWhrubvAjbFvj6L-lGi7iyWkGvpLnTrs/s1600/1590954357948311-0.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCiIaRKuF9Dqqu4nKV0ejFanWd3B9zG2hJTFsWSxauhkLK7Xc082Ug7UiXkTh4ZIwj6S-c2oAaylza0v_lCdHzhW0LVHWo5m_ptOyUywf3z9trRWhrubvAjbFvj6L-lGi7iyWkGvpLnTrs/s1600/1590954357948311-0.png" width="400">
</a>
</div><div><br></div><div>Bizleri biçimlendiren çocukluğumuzsa, çocukluğumuza dair çoğu şeyi net olarak hatırlayamıyor olsak dahi bu, o şeylerin yaşanmış olduğu gerçeğini değiştirmez.</div><div><br></div><div>"Okuduğumuz kitapları unutuyorsak, onları neden okuyoruz?" İlk bakışta çok makul ve düşündürücü gelen bu sorunun hak ettiği basit cevap, çocukluğumuzun hayatımızdaki yeri ile eşdeğer bence. O kitapları okurken bir şeyler değişti, darbe aldı, yıkıldı, inşa edildi, sağlamlaştı, tekrar yıkıldı... Ve biz büyüdük. Okuduğumuz kitapta anlatılan hikayenin temasını, nerede geçtiğini, karakterlerin soy isimlerini hatırlamayabiliriz. Hatta kitabı okuduğumuzu bile unutabiliriz. Başımızdan geçenleri unutabileceğimiz gibi. Kitap, başımızdan geçip gitmiş ve unutulmuştur.</div><div><br></div><div>Başımızdan geçerken içimizden de geçmiştir ama.</div><div><br></div><div><i>"Gelecek hala olduğu gibi durmaktadır, el değmemiştir, geçmişin el değmemişliğini geri getirmek ise olanaksızdır. Eskiden sandığı gibi bir kişi değil artık. Her hareketi, her kararı onu bu noktaya getirmiş. Bu an, aynı en son basamağın uyurgezeri beklediği gibi, bekliyormuş onu nicedir."</i></div><div><br></div><div>(31 Mayıs 2020, İstanbul)</div><div><br></div><div><i>Kitap: Jeanette Winterson - Vişnenin Cinsiyeti (çev. Pınar Kür, Sel Yayıncılık, 2014)</i></div><div><br></div><div><br></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-32179022659094472522020-05-25T00:26:00.001+03:002020-05-25T13:58:31.820+03:00Sosyal Medya ve Sanal İletişim Ağlarındaki Arkadaş Listeleri ile Kişilerin Özgüven ve Egoları Arasındaki İlişkinin AraştırılmasıAbstract (özet): Kişilerin sosyal medyada kendilerini konumlandırdıkları yer ve maruz kaldıkları kişisel paylaşımlar, nitelikten ve içerikten ziyade sadece varlıkları ile kişilerin kendini özel hissetmesini sağlayabilir.<br>
<br>
///<br>
<br>
Bugün aldığım en güzel iltifatlardan birini aldığımı sandım ama, onun aslında bana değil, kişinin kendisine ve sosyal çevresine dair bir taksonomik tespit olduğunu anlamam uzun sürmedi.<br>
<br>
Kullandığım sosyal medya araçlarından birinde, yakın ya da daha doğrusu, <b>paylaştıklarımızdanincinmeyecekyadaonlarıyargılamayacak</b> arkadaş grubuma dahil olan biri, bu paylaşımlara dahil olduğu için kendini çok özel hissettiğini söyledi. Bu bana şimdiye kadar söylediği en güzel şey olabilirdi. "Bu bana şimdiye kadar söylediğin en güzel şey olabilir" dedim. Genelde o paylaşımlarda kendi yazdıklarımı (bu blogun içeriğinden ve eski tarihli de olsalar) ortaya döktüğüm için, yazılarımı okuduğunu düşündüm. Yazılarımı okuduğunu düşünmek beni sevindirdi, hem yazım okunduğu için, hem de o okuduğu için. Okuduysa eğer, yorumlarını duymak istediğimi söyledim.<br>
<br>
Yazılarımı okumadığını söyledi.<br>
<br>
Demek ki, dedim, paylaşılan şey değil, onu seninle paylaşıyor olmak senin için özel olan şey. Bir şeyin ona söylenmesi ama söylenen şeyin öyle çok da önemli olmaması. Yeter ki söylenmiş olsun, yeter ki her şey, onun olmadığı yerlerde var olmasın.<div><br></div><div>Cevap vermedi. Cevap beklemiyordum da, şimdi düşününce.<br>
<br>
Bu takipçi grubunda olduğu için memnuniyetini dile getiren üç beş kişi daha olmuştu; dolayısıyla bu durumun insanlarda belli bir sevinç yaratabildiğini biliyorum. Sevdiğim, saydığım, bir şekilde takdir ettiğim biri beni kendi sosyal çevresine dahil ettiğinde ben de sevinirim elbet. Bunu dile getirirdim ya da getirmezdim (dile getirmek daha ezik sayılan ama aslında daha güzel olan yol). Lakin muhtemelen benim o insanı sevmem, saymam, bir şekilde takdir etmem için kafasına, içine girmiş olmam gerekirdi.<br>
<br>
Biri benimle bir şey paylaştı diye sevineceksem, en çok paylaştığı şeye karşı bir merak duyuyor olmam gerekmez mi?<br>
<br>
///<br>
<br>
Beni buz gibi soğutan şeylerden biri lafımın dinlenmemesi. Konuşurum ve boşluğa gider ya, yanımdaki insan dalmıştır, başka bir şey düşünüyordur ve benim konuşup konuşmamamın aslında bir önemi yoktur ya... Bu deli eder beni. Kendini ve karşısındakini biraz olsun önemseyen birinin asla yapmayacağı hareketlerden biri. Önemsemediğini göstermek için değil, içinden gelmediği için ya da o an(larda) aklında başka şeyler olduğu için beni dinlemiyor biliyorum, bilerek yapılmış bir şey değil bu. Ama o kişinin gözündeki yerimle ilgili bir fikir veriyor. Verdi. Geçen haftalarda oldu bu. Yol boyu susup, hiç ağzımı açmayasım geldi. Bir dahaki sefere böyle yapacak ya da kalkıp gideceğim, eğer kalkıp gidebileceğim bir yerdeysem.</div><div>
<br>
Yazımın bu şekilde gözüme sokularak okunmaması da, normal şartlar altında okunmamasından daha üzücü geldi aslında. Yazılarımın okunmadığını ama paylaştığım için mutlu olunduğunu duymak ister miydim? Bunu duymam gerekli miydi? Bunu duymam <i>önemli</i> miydi?<br>
<br>
Yoo.<br>
<br>
///<br>
<br>
Tebrikler arkadaşım. Okumayacağın bir yazının başrolündesin, bunu (hemen değilse de bir ara) paylaşacağım insanlar arasında olduğun için sevinebilir ve kendine bahşettiğin özel'liğin tadını çıkarabilirsin o/<br>
<br>
(24-25 Mayıs 2020, İstanbul)<br></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-78128019443755107222020-05-18T22:27:00.001+03:002020-05-18T22:31:36.958+03:00İdealistim herhalde.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAdqsfkfTmRNyglKFoESDH1_d7fV-s3iGei33ek8Ci30PNOG945ILw4zV_97v1KohBNyfICxRuV_vHc8Hm-D1JoKds3gBL06WEYl_dwUpGFfiqz5Aua8vBwHPqZMuMMxWa9KD0vOhdY3Xx/s1600/20200327.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="921" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAdqsfkfTmRNyglKFoESDH1_d7fV-s3iGei33ek8Ci30PNOG945ILw4zV_97v1KohBNyfICxRuV_vHc8Hm-D1JoKds3gBL06WEYl_dwUpGFfiqz5Aua8vBwHPqZMuMMxWa9KD0vOhdY3Xx/s640/20200327.jpg" width="368" /></a></div>
<br />
Covid-19 salgınının patlak verdiği ama bizim henüz olayın ciddiyetini idrak edemediğimiz için dışarı çıkmakta beis görmediğimiz o son "dışarı gecesi"nin (13 Mart 2020) sonunda Erinç'e gittiğimizde (artık 14 Mart 2020 oldu) konuşmuştuk bunu. Instagram'da aniden görünce aklıma geldi. Hayır telefon bizi dinlemiyor, evet algıda seçicilik.<br />
<br />
İnsanlar hiç düşünmüyor. Kendileri, duyguları, başkalarının duyguları, "neden böyle olduğu", "nasıl daha iyi olacağı" gibi şeylerle ilgili o kadar düşünmüyorlar ki, çağımızın bu denli mindfulness, meditasyon, ilham verici hesaplara ve nasihat dolu listelere olan merakı bu yüzden.<br />
<br />
Kendini dinlemeye, kendiyle zaman geçirmeye, kendini eğlemeye hiç de alışkın olmayan insan nüfusunu uzun zamandır evde tutmaya çalışıyor devletler, güzellikle ya da zorla, öyle ya da böyle. Şöyle şeyler gördüm, gerçekten gördüm bunları:<br />
<br />
"Evde hapisken yapabileceğiniz 10 şey"<br />
ve listede kitap okumak vardı!<br />
<br />
Şaşırdığım, insanımız bu kadar mı kitap okumuyor kısmı değil. Daha ziyade, bu kadar bariz bir maddenin o listede olmasına ihtiyaç duyacak kadar kendi kendiyle kalmamış belki on binlerce insan olması. Kitap okumanın aklınıza gelmediği zamanlarda alternatifiniz neydi? Hep dışarıda mıydınız, hep başkalarıyla mı doluydu kafanız, hiç yalnız kalıp zamanı doldurmak ya da öldürmek zorunda kalmamayı nasıl başardınız? Bunları sormak isterdim bu listeyi beğenen ve RT'leyenler içinden neyi beğendiklerini bilenlere.<br />
<br />
İdealist miyim? Bilmem.<br />
(Bu idealizm mi, diye sormak gerekmez mi?)bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-43435063596673338262020-05-12T22:53:00.000+03:002020-05-12T22:55:16.456+03:00Oscarlık performans paradoksu<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Hayatım, yanımda anlatılan date'lere ve akabinde gelen gülüşmelere karşı dümdüz bir surat ifadesi takınıp, içimin cız ettiğini belli etmemeye çalışarak geçti.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Yarın bi gün Oscar'lara aday olur da kazanamazsam, alkışlarken zerafet dolu bir kabullenmişlik ifadesinin kralını taşıyacağıma eminim.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpAirZ85ifvccfitS7SRbqwmLwgLcopmUhiGnNtZESLpsJxDSwQD0Iz_bepRpSTd8qFeA29ACdUGTI9kzex-RrAHxKNp0fSKpDZNUQFyaQz_vdsVSh86f0gJYqCMLF_ZmbWAPdPiuMJ8JJ/s1600/oscar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="394" data-original-width="700" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpAirZ85ifvccfitS7SRbqwmLwgLcopmUhiGnNtZESLpsJxDSwQD0Iz_bepRpSTd8qFeA29ACdUGTI9kzex-RrAHxKNp0fSKpDZNUQFyaQz_vdsVSh86f0gJYqCMLF_ZmbWAPdPiuMJ8JJ/s640/oscar.jpg" width="640" /></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span></div>
bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-36401572439808065702020-05-02T02:57:00.001+03:002020-05-12T22:55:51.448+03:00Kariyer.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizMqcsjmJ1kPU5GPLKm3KztqYSuUMNDIOVXXs2EnjOFUIe_IkIj90RPeXNNbzbX0AL5LkEb9vXB4jiZX7IFqVLmEJQv-c28WhaeZp-TZbRCrdM4XMAzKdvOa1bgkgTVAPbsKpE3Vas3e5Q/s1600/1588377379942140-0.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizMqcsjmJ1kPU5GPLKm3KztqYSuUMNDIOVXXs2EnjOFUIe_IkIj90RPeXNNbzbX0AL5LkEb9vXB4jiZX7IFqVLmEJQv-c28WhaeZp-TZbRCrdM4XMAzKdvOa1bgkgTVAPbsKpE3Vas3e5Q/s1600/1588377379942140-0.png" width="400" />
</a>
</div>
<div>
01.05.2020</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Benim için en çok bu önemliydi hayatta, o yüzden gözüm doluyor böyle mesajlar aldığımda ya da birileri bana "en çok senin gidişine üzülüyorum" dediğinde.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
(<i>gidenlerden bir tek seni bana ekledim</i>)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kariyer mariyer, maaş, prim falan. </div>
<div>
En zengininiz benim.</div>
<div>
<br /></div>
bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-11197391655920889422020-04-16T00:08:00.002+03:002020-04-16T00:16:09.271+03:0035. yıldönümü<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">15 Nisan 2020 ve ben 35 yaşındayım. Dünya üzerinde 35 yılı devirdim. 35. yıldönümüm bugün. Bazen kendimi bir işe yaramamışım, bir yere ulaşamamışım, yanlış bir yoldaymışım gibi hissediyorum. Sonra bilge Cheshire Cat'in sözünü hatırlıyorum: <span style="background-color: white;"><b>"Nereye gitmek istediğini bilmiyorsan, hangi yoldan gideceğin fark etmez."</b></span></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Geçenlerde Koç burcu beyninin komik bir tasviri çıktı karşıma, @glossy_zodiac adlı bir Instagram hesabında. Biraz bununla oynamak istedim. Kişisel blog böyle şeyler için vardı, dimi?</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="background-color: whitesmoke;"><br /></span></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhs4kn7SGJCPqMYYdrqHnNLivs-vxxVvZUKffMjFhekarM8X5cB896PgKCtqClWmG_290NVK4l66R1_mxDZI0JFvi0fPJ7iVrICJxL4kuH6D1JFdmJqZKQxfH57kN-NBQ4eVK8QsP7v8bvS/s1600/brain_of_aries.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="1080" height="377" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhs4kn7SGJCPqMYYdrqHnNLivs-vxxVvZUKffMjFhekarM8X5cB896PgKCtqClWmG_290NVK4l66R1_mxDZI0JFvi0fPJ7iVrICJxL4kuH6D1JFdmJqZKQxfH57kN-NBQ4eVK8QsP7v8bvS/s400/brain_of_aries.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>blind optimism</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Buna karşı çıkmakla başlayabilirim. Kötümser addedilebilecek bir gerçekçiliğim vardır. Beni tanıyan kimsenin buna karşı çıkacağını sanmıyorum. Öte yandan, insanların panik, kaygı ve stres seviyesinin yükseldiği durumlarda (şu anki gibi global bir pandemi ilan edildiğinde mesela) sinir bozucu derecede soğukkanlı olabildiğim için, topluma göre iyimser kalabilirim. Ama kör iyimserlik? <i>No.</i></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>zero tolerance for idiots</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">AF. Tabii ki. Cahil bir derece ama geri zekalıya tahammül etmek gerçekten zor. Geri zekalıyla söhpeti kestim.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>generosity</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Fena değilim sanırım. Ben kendimi aksi yönde yargılasam da cömert, eli açık biri olarak tanımlıyor beni insanlar. Umarım bu daha ziyade duygularla ilgili bir cömertliktir. Yoksa, yani. Koca servetimi çarçur edip, yine de ketum ve soğuk bilinmek istemem. (Benden de ne ketum olurdu ya!)</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>their hella sad playlist</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Tekne tatilimizde (Temmuz'18) bir rakı masasında "<a href="https://open.spotify.com/playlist/4aHlvUMEjMTMco7vAIBqWS" target="_blank">Efkar.</a>" listemle insanlara "böyle ölmeyiz, füze at" dedirtmişliğim vardır. Bir ara neredeyse listenin adını S-400 olarak değiştirecektim, sonra ergen olmadığımı hatırladım.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>scary temper tantrums</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">HEM DE NE! Fakat, saman alevinin sözlük karşılığıyım.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>hating liars & fakes</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">İş mülakatlarımın vazgeçilmez yanıtı: Beraber çalışmayı en çok istemeyeceğim insanlar yalancılar ve -mış gibi yapanlardır.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>baby energy:</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bir bebek gibi meraklı bir enerjiden bahsediliyorsa eğer, evet, benim o. Bir kadın bana "yaşsız" olduğumu söylemişti. Olgunluğun verdiğini bu bebek enerjim alıyor sanırım. Ya da tam tersi.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>great humor</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kendime çok gülüyorum DERMİŞİM.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>loving attention</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Ama bunu sevmekten birazcık utandığım için, gizlisinden.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>short attention span</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Özellikle yavaş konuşan (ayh!) insanları ve "bunu iyi dinlemem lazım, burası çokomelli" dediğim konuları dinlerken. </span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>cuddling that leads to sex</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">:)</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>memes</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Çok severim ama seçiciyim. Eyyorlamam bu kadar.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>more memes</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Tamam artık.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>sex</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">:))</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>"Fight me" "Make me"</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Athena'nın Pis şarkısına bir klip çekilecek olsa, moodboard'un tepesine bunu yazardım. İyiymiş. </span><span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Vardır böyle tahrik unsurlarım. Fiziksel şiddete karşıyım, kavgaya değil. Kavganın kalitelisi tatsız da olsa, elzemdir. Hele sonu, tadından yenmez. Şimdi smiley koydurmayın bana.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>taking risks</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="background-color: white;">Pek sanmıyorum. Zaman kaybetme riskini göze alamadığım için, bir soruyu nasıl çözeceğimi düşünürken aslında çözmeye bir yerinden başlasam çoktan bitireceğim kadar zamanı denize dökmüş, matematik hocamdan da azar işitmişliğim vardır.</span></span><br />
<br />
<b>unconditional love & royalty</b><br />
Doğru bu.<br />
<b><br /></b>
<b>giving 0 fucks</b><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Keşke. İnsanlar yanlış anlamasın diye kendimi anlatmakla harcadığım zamana bazen üzülüyorum.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>impulsive decisions</b></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">(bkz. taking risks)</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">35 özelinde değil ama büyümenin iyi yanı kendini olduğun gibi kabullenmeye yaklaşmak. Ben bugün arkadaşlarımın yolladığı pastayı üflerken bir dilek tuttum; geçen Kasım ayının başında güneylerde bir yerde bulduğum şeyi, tamamen kendime ait olan o şeyi hiç unutmamayı diledim.</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Mutlu yıllar <i>bana.</i></span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">(15 Nisan 2020, Mecidiyeköy)</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-61184380896351162020-01-29T02:58:00.000+03:002020-01-29T02:58:35.699+03:0001022020 -- coming soon <div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk1yPKHRInWkXfF93X8Ut563a8eqGRG0OM3SYZPFkmdXrXNQsEqhBoTx9fr8b4ipDruFCuy97lX_JS9uL5r9EB2R-avI1aDkbKP4U_by0HanKRjlw2dcwGDtsL2kiEeLqu02HuKw_R31-s/s1600/1580255875871335-0.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk1yPKHRInWkXfF93X8Ut563a8eqGRG0OM3SYZPFkmdXrXNQsEqhBoTx9fr8b4ipDruFCuy97lX_JS9uL5r9EB2R-avI1aDkbKP4U_by0HanKRjlw2dcwGDtsL2kiEeLqu02HuKw_R31-s/s1600/1580255875871335-0.png" width="400">
</a>
</div></div><div><br></div><div>Yalnızlıkta 11. yılımı bitirirken o kadar huzurluyum ki! Sanırım ilk kez bir yıldönümünde bu kadar keyifliyim, o yüzden bunu yazmam lazımdı. Kendime acıma: 0 Muazzam.<br></div><div><br></div><div>Öyle ki, aklımda bir fikir bile var. Reductio Ad Absurdum fikrimi genişletmek ve her bir olmayan için hikayeyi uygun bir noktasından (halihazırda n kez hayalini kurup da n kez yanıldığım o noktalardan birinden) çevirip, öyle sonlandırmak. Sürüyle mutlu son.</div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div>Bu fikirle biraz oynayacağım.</div><div><br></div><div><br></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-48437210862855554742020-01-02T01:15:00.001+03:002020-01-02T01:25:12.245+03:002020<div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1ZY2yqYAYySXGAGDo7cDTfDKFsGEVsbGOxQ671RBeDcrXe7OlHePxtkX5HmkEi95ygaGc00-mFW2ekYgxP-iKWM4KRArnMv3Z99zDBY1W0JkmOsjRxlc2zsbNI60WHwFZ6D5NH6o6Vmi4/s1600/1577916918244112-0.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1ZY2yqYAYySXGAGDo7cDTfDKFsGEVsbGOxQ671RBeDcrXe7OlHePxtkX5HmkEi95ygaGc00-mFW2ekYgxP-iKWM4KRArnMv3Z99zDBY1W0JkmOsjRxlc2zsbNI60WHwFZ6D5NH6o6Vmi4/s1600/1577916918244112-0.png" width="400">
</a>
</div><br></div><div>2020'ye çok güzel girdim. Yüksek, keyifli. Şehrin sakin bir yerinde, uzandığım yerden gece ışıklarını izlerken ve elim başka bir insanın kolunda; insan sıcaklığını, uykusunda derin derin nefes alıp verirken kaslarının hafifçe titreştiğini hissederken uykuya daldım.<br></div><div><br></div><div><i>Bumble'dan karı çağırıp</i>, onlar hevesli diye istemeye istemeye <i>berbat bir partiye</i> gitmek zorunda hissetmediğime çok, çok, çok memnunum (italik ifadeler bana ait değil ama bana ufak bir zafer duygusu veriyorlar, yalan yok). Bir süredir bunları yapmıyor, daha önemlisi yapmak zorunda hissetmiyorum. Bu 2019'a ve yaşadığım 34 yıla karşı ilk büyük kazanımımdı: Kendimi kurcalamaktan vazgeçtim. Daha az başarılı, daha az sevilen, daha güzel, daha zayıf, daha güçsüz bir kadın olamam. Malzeme bu.</div><div><div><br></div><div>Bu vazgeçişten ötürü hissettiğim huzur, ağaçlıktan. Hani o klipteki koca ağaç var ya. Ben oyum işte, kendimi rahat hissettiğim bir yer bulup orada duruyorum. Yaşsız, fark edilmemesi imkansız. Azametine hayranlık duyulan. Gidersiniz; gider dolaşır, istediğiniz kadar yorulup gelirsiniz yine gölgeye, ben buradayım. Benim keyfim durduğum yerde yerinde en çok. Bize yakıştığında karar kıldığımız bir kapasitede, üstünde tartışmaksızın anlaşıp, görüşmeye devam ederiz. Lafı çevirirsiniz...</div></div><div><br></div><div>"_ Kardeşim Şule!</div><div>_ Efendim?</div><div>_ Kardeşim Saffet!"</div><div>...duymamış gibi yaparım. Çok da iyi yaparım "mış gibi'yi, en az 10 yıllık tecrübem var.<br></div><div><br></div><div>Sanki yanımda <i>akşam sikeceğiniz kız</i>dan hiç bahsetmemişsinizcesine, bana bir antitez sunarsınız...</div><div>"_ O adamların hisleriyle ilgili <i><b>sen</b></i> bi sonuca vardın ama"</div><div>...gülümserim. Yanımda <i>akşam sikeceğiniz kız</i>dan bahsetmiş olduğunuzu yüzünüze vurmam asla. Gerek yok ki. Eşşek kadar insanlarız. Bu yıl 35 yaşım bitiyor benim, ikimizi toplasanız bir yaşam beklentisi ediyor. Artık anlıyorum. </div><div><br></div><div>Tabii ki arkadaşız, iyi arkadaşız hem de. Gizli anlamlar yok, demek istemeler yok, karışık sinyaller yok, kafa karışıklıkları yok. Size yalnızlığımdan söz edebilir, dert yanabilirim çünkü gizemli olmayı umursamıyorum. Size kendimle ilgili gerçek fikrimi söyleyebilirim çünkü beni nasıl gördüğünüz önemli değil. Bunların hepsini yazabilir ve okurken ne düşüneceğinizi -belki ilk kez bu derece- umursamayabilirim çünkü arkadaşız. Üzerinde konuşmaya gerek olmadan, bize yakıştığında karar kıldık arkadaşlığın. Konuşmadan anlaştık, çünkü ağaçlar gerçekten gerekmedikçe konuşmaz. <br></div><div><br></div><div><b>Sahiden </b>daha iyiyim artık. 2019 kötü başladı, çok iyi bitti. 2020 daha iyi olacak.</div><div><br></div><div>Bu da yeni yılda yazmayı yeniden artırma isteğime dair ilk adımım olsun.</div><div><br></div><div>01.01.2020 İstanbul</div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-88419116729361215752019-12-01T03:40:00.001+03:002019-12-01T03:41:08.560+03:00thanksgiving 30112019 ve sonrasıve'den öncesi yok aslında bu yazıda da, neyse.<br />
<br />
tarih 30 kasım 2019 saat 01:43 (o zaman 1 aralık 2019 da olabilir? neyse bilgisayar saatine güveneceğim tamam)<br />
eve geldim devvvvv thanksgiving yemeğinden<br />
ve uzun zamandır yapmadığım bir şey yapıp,<br />
aklımı özgür bırakacağım.<br />
<br />
bunun için yardım aldım. yalan yok.<br />
<br />
sıkılabilirsiniz. söyleyeyim de.<br />
<br />
çok yedik. iyi yedik. harika yedik. her yıl en iyi 1 yemek seçseler, son üç yılda melis'i tek geçerim.<br />
çok iyi bir övgü sebebi de aynı zamanda. insanın merakının olması güzel. bravo.<br />
<br />
(bu yazıyı okumadan yayınlayacağım. hiçbir yerde de paylaşmayacağım. ertesi gün bazı sarhoşlukları kırpmayacağıma söz vermiyorum. o arada okuyan okudu. bence öyle bir insan yok. varsa bana haber versin, sör ilan edicem kendisini.)<br />
<br />
su içmem gerek. ayrıca, oturdum kaldım ya. amacım bu değildi?<br />
<br />
müziği değiştirmeliyim.<br />
<br />
///<br />
<br />
üç beş şarkı attım listeye.<br />
<br />
///<br />
<br />
su içtim. ama yetmez. ama yetmez ama evet (ıyh).<br />
<br />
///<br />
<br />
şunu söylemem gerekir ki bir şarkıyla ya da filmle ya da kitapla olmadı belki ama, 03112019 tarihinde benim hayatım "shift" etti. İyileşti, değişti, wowza oldu değil. Şirazesinden kaydı. Muğla iline bağlı bir ilçede sahilde yatıp günbatımını (ya da gökyüzünde patlayan gökkuşağı renkli havaifişekleri) izlerken Dünya içimden geçti, ben Dünya'nın içinden geçtim. Her şey bir oldu. Tanrı fikrine varmadım, hayır, bilgeleşmedim de. Aynılaştım. Herkesle, her şeyle bir oldum.<br />
<br />
o an, bir daha hiçbir şeyin aynı olmayacağını hissettim. hiçbir mutsuzluğun. hiçbir yalnızlığın. ben tektim çünkü. ben her şeyin, Dünya'nın bile içinden geçerdim. bu düşünce boş gibi, ama düşününce gayet mantıklı gibi de. bir düşünün. oldu mu? tamam.<br />
<br />
olmadıysa sizi şuraya alalım. çünkü hayatta böyle şeyler de var ve bunlar da gerçek:<br />
<a href="https://themahmut.com/2018/12/30/havada-kar-sesi-mi-var/">https://themahmut.com/2018/12/30/havada-kar-sesi-mi-var/</a><br />
(ayfonlar hala benim değil. ama Erdal Öz bu işi biliyor. Ben de işte, az buçuk.)<br />
<br />
///<br />
<br />
Aklıma aynı anda iki şey birden üşüştü. Hep böyle olur.<br />
1- Dumbledore gerçeklik muhabbeti<br />
2-<br />
ikinciyi hatırlamıyorum. yeterince hızlı yazamamanın zararları.<br />
<br />
Gerçeklik, madem öyle. Varlık'ta (ciddi bir edebiyat dergisinde) çıkan (ilk ve tek) yazım bir Harry Potter filmine atıfla başlıyordu. Bunun için eleştiri bile aldım. Çocuk kitabı / filmi falan filan işte. Sanki çocuklar bu işten daha az anlıyorlarmışçasına (oysa daha çok anlıyorlar). Hayat, yeterince izlediğimiz şeylerin atıfta bulunmak üzere suyunu çıkarabildiğimiz kadar uzun.<br />
<br />
Harry Potter'da şöyle bir sahne var, son film yanılmıyorsam:<br />
(hepsini izleyebilir ya da ne dediğimi çok merak ediyorsanız ama zamanınız yoksa 03:07'ye atlayabilirsiniz, çünkü sadece o iki repliklik diyalogdan bahsedeceğim)<br />
<br />
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/VmVWuswEBSk" width="560"></iframe>
<br />
<br />
Neden gerçek olmasın ki bu?<br />
<br />
Bence en gerçeği buydu. Olabilecek en gerçek şey. His. An. Birliktelik.<br />
<br />
///<br />
<br />
Şaka maka, Varlık gibi bir dergide yazım çıktı. Network her şeydir.<br />
<br />
///<br />
<br />
Bugün, hatta şu an kesin olarak öğrendim ki 6 adet çocuk kitabının çevirmeni olarak arama motorlarına girmişim.<br />
<br />
Vay arkadaş ya! Bunu da yaptım. Hayat garip.<br />
<br />
///<br />
<br />
Acaba Kasım başında Muğla'ya bağlı, adını hatırlayamadığım bir koyda gecenin bir vakti kafamda kafa lambasıyla çiziktirdiğim şeyler şu an bana bir anlam ifade eder mi? Anlam ifade eder gerçi eminim, hiçbir zaman hem yazabilir durumda olup hem o denli kaybolmuş olmadım, ama yayınlamaya değer bir şey çıkar mı?<br />
<br />
Onları olduğu gibi yayınlayabilecek cesaret bende var mı? (Aslında neden olmasın. Okumasını istemediğin muhattabı zaten okumayacak nasılsa. Bunu bir düşünmem gerek, bir de yazıya dökmem tabii. Gerekirse kırparım.)<br />
<br />
Oradan bir yazı çıkarasım var. Herkes tarafından okunabilir, temiz bir yazı.<br />
Kirlisi bana kalsın.<br />
<br />
///<br />
<br />
Şu üç çizgiyi de özlemişim yani.<br />
<br />
///<br />
<br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">"O ben ki</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Bir kadında bir çocuk hayaleti mi</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Bir çocukta bir kadın hayaleti mi</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Yalnızca bir hayalet mi yoksa."</span><br />
<br />
Şimdi bak geldiler. Ben Ruhi Bey Nasılım okuyacağım.<br />
<br />
"Yalnızca bir hayalet mi yoksa" nokta.<br />
<br />
///<br />
<br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">"Kim görürdü o yolcuyu, yani kim farkederdi beni</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Sıradan acılardır çünkü bütün ilgileri toplayan</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Oysa sıkıntıyı buruşuk bir iç çamaşırı gibi saklayan</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Bu kımıltısız gövde</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Görülmemiştir ki hiç görülsün şimdi"</span><br />
<br />
Daha önce defalarca okuduğum bu şiirde bu bölümü ilk fark edişim mi, yoksa ilk kez bununla bu denli özdeşleşişim mi?<br />
<br />
Yalnızca bir hayalet mi yoksa?<br />
<br />
Bu şiiri Burak ile konuşmalı. O anlar ne diyor, ne demiyor, neyi ben uyduruyorum...<br />
(şiir şurada: <a href="http://bellatrixbegins.blogspot.com/2009/10/">http://bellatrixbegins.blogspot.com/2009/10/</a> )<br />
<br />
///<br />
<br />
Telefona gidiyorum müziği değiştirmeye, çok sevdiğim bir şey olursa paylaşıyorum, bir şey paylaşırken başka bir şey görüyorum, canım sıkılıyor.<br />
<br />
Saçma. Bakmamalıyım oraya buraya. Uğraşmama planım kapsamında olmalı bu eylemsizlik.<br />
<br />
///<br />
<br />
Bilgisayar başından kalkınca sanki başka bir hayata geçiyorum ve orada yazılacak bir şey yokmuş gibi. Şu an teşhisini koyduğum ama aslında epeydir farkında olduğum bu hissin kaybolup gitmesi gerek. Saçmalık bu.<br />
<br />
Yaşıyorsam yaşamıyorumdur. Yaşamıyorsam yaşamıyorumdur, yaşamayışım yeterince enteresan değilse de yazmam. Ama bilgisayar başında anlatacak çok şeyim olması anlamlı değil.<br />
<br />
///<br />
<br />
30 Kasım 2019 bugün. Aslında 1 Aralık 02:54, macbook tarihi yine yanlış kalmış. 1 Aralık 2019. Yakında yılbaşı. Feza Bey'e en son 10 Ekim'de gittim sanırım. Aklımda öyle kalmış, telefon uzakta şarjda şimdi, bakamayacağım.<br />
<br />
Feza Bey ile konuşmayı özledim. Neden, tam bilemiyorum. Aslında gelip bir yere tıkandık gibi gelebilir dışarıdan bakınca. Ama onunla konuşmak bana iyi geliyordu. Terapist olarak mı iyi geliyordu, bilmiyorum. Onunla konuşmaktan ne beklediğimi de artık bilmiyordum bence. Yaşayıp gidiyordum çünkü, sürünmüyordum, ölmüyordum ama yine de konuşasım geliyordu.<br />
<br />
Şimdi ölmekten çok uzağım. Dünya içimden geçtiğinden beri daha iyiyim hatta. Canım sıkılınca o anı düşünüyorum. O anı benden kimse alamaz. Velhasıl, yuvarlanıp gidiyoruz işte be yavrum. Yuvarlanıp gitmekle biraz barıştım.<br />
<br />
Ama yine de diyorum ki keşke Feza Bey ile konuşsaydık. Belki bu geceki kendi kendime yazışma seansıma gerek kalmazdı konuşsaydık.<br />
<br />
Profesyonel ilişkiler bana göre değil. O yüzden herhalde, eski iş yerlerimden de sadece arkadaş olabildiklerimle görüşmeye devam ediyorum. Sadece networking, çekilecek dert değil.<br />
<br />
///<br />
<br />
Kadıköy'e planlı bir şekilde gitmek de iyi geliyordu bana galiba. Seviyorum oraları. Sanırım en azından bunu yapmalıyım 2-3 haftada bir.<br />
<br />
///<br />
<br />
Kendi kendime aldığım "uğraşmama ve kendini paralamama" kararını ve kısmetçilik düsturunu koruduğum sürece fena değilim. Olursa oluyor, olmazsa bira içiyoruz. Zaten benimkisi platonikti. Artık istediğiniz kadar anlatın yanımda date'lerinizi.<br />
<br />
Dinler, mantıklı ve makul yorumlar yaparım. Herkese yapacağım gibi.<br />
<br />
///<br />
<br />
Bazen ilacımı unutuyorum. Bazen evde olmuyorum. "O zaman yanına alsana?" Almamışım işte, ne bileyim. O kadar da şey değil bence. Böyle de aynı. Bir gün, bir şey fark etmiyor.<br />
<br />
(Bunu çalışma hastalarına söylemiyorum.)<br />
<br />
///<br />
<br />
Bir şey mi izlesem? Müzik canımı sıktı. Beceremedim kendime uygun müzik çalmayı. Bir bölüm Modern Love? Dikkati toplayabilirsek fena gitmeyebilir, bir deneyelim.<br />
<br />
///<br />
<br />
"<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Bulanık bir havuzun yanında buluyorum kendimi</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Bakımsız, taşları kırık bir havuzun yanında</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">İçinden koyu yeşil bir çocuğun baktığı</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Çürümeye yüz tutmuş yaprak renginde</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Ağlaması yağmurlu bir sundurmaya benzeyen</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Kırık iskemleleri, çatlamış mermer masasıyla</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Yağmurlu bir sundurmaya</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Ve pencerelerde belli belirsiz bir kadın</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Pencerelerde ve her yanda.</span><br />
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: "Trebuchet MS"; font-size: 12px; text-align: justify;" />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Bir çocukta bir kadın hayaleti mi</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Bir kadında bir çocuk hayaleti mi</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "trebuchet ms"; font-size: 12px; text-align: justify;">Yalnızca bir hayalet mi yoksa."</span><br />
Pencerelerde ve her yanda, ben. Belli belirsiz. Belli olunca çok belli, ama genelde belirsiz.<br />
<br />
///<br />
<br />
Birileri birilerini seviyor, o yüzden ben katılmıyorum bu şiirin sonuna.<br />
<br />
///<br />
<br />
Yorgunluk tahminimden erken çökecek gibi. İçtiğim onca şaraptan olabilir. Ben şu diziyi deneyeyim. Beceremezsem, gelirim geri. Becerirsem, belki uyurum sonrasında. Ama yayınlarım bunu.<br />
<br />
Sözüm var. Dokunmadan yayınlayacağım.<br />
<br />
---<br />
<br />bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-82176608979220508262019-06-21T17:20:00.001+03:002019-06-21T17:22:52.402+03:00bizi her şey sinirlendirir çünkü türkiyede yaşıyoruzşimdi ben biraz içimi dökeceğim ve bunu düşünmeden yapacağım, çünkü iç dökmeye ihtiyacım var ve kimseyi buna direkt olarak (birebirde) maruz bırakmak istemem. kimsenin o kadar sabrı olduğunu düşünmüyorum ve bazı şeyler çok alakasız.<br />
<br />
bugün nelere sinirlendim?<br />
<br />
tkp açıklamalara doymuyor. oy vermeyeceğini bu kadar çok ilan etme halleri düşündürücü. iyilik yapmak gibi. yaparsın, biter. yapmayacaksan yapmıyorum der çekilirsin kenara, yaptıysan da altına adını yazmak, sonra bununla ilgili röportaj yapmak, sonra bunu (sanki seni kitleler takip ediyormuş gibi) tekrar, "verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz :) :)))" diye paylaşmak (gülücükleri ben koydum ama metin böyle okunuyor gevrek bir sırıtışla) nedir ben anlamıyorum. bi kere, komünistlik çatısı altında dahi bir olamayan, minik minik fraksiyonlara ayrılıp duran bir insan grubundan, ne kadar eğitimli, aydın, okur yazar da olsalar, başkalarının aynılığı ile ilgili bir eleştiriyi sağcılık üzerinden almak dev komedi. o da sağcı, o da belediye tesisinde alkol olmasın diyor, o halde aynılar -- yok ya? sen de beğenmeyip ayrıldığın adamlarla aynısın o zaman knk.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcUec3KokzBeuVDuSmcz5BFFVfQowojDjd1OzNiRllFFAvu5MTWB-gdLn6PzwWznA4xjNTcAngbGawk0WAnmyI9tz9-pku6Y-5isk0AungVhYWF9M2NEqujfal9S5vzwQY4wHoqSmooSUy/s1600/Screen+Shot+2019-06-21+at+17.23.35.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="151" data-original-width="609" height="97" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcUec3KokzBeuVDuSmcz5BFFVfQowojDjd1OzNiRllFFAvu5MTWB-gdLn6PzwWznA4xjNTcAngbGawk0WAnmyI9tz9-pku6Y-5isk0AungVhYWF9M2NEqujfal9S5vzwQY4wHoqSmooSUy/s400/Screen+Shot+2019-06-21+at+17.23.35.png" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
pratikte faydası olmayan şeylere alerjiyi ne zaman geliştirdim bilmiyorum ama bu boş konuşmalar beni yoruyor. tamam deyip geçebilirdim, şayet insanın hakkını aramasını yetmez ama evetçilikle bir tutmasalardı. benim tavrımı, yetmez ama evetçilik gibi bir gözü dönmüşlükle aynı kefeye koyarsan ben de sana laflar hazırlarım. senin de umrunda olmaz. o halde ben de senden verdiğim rahatsızlık için özür dilerim. zira verdiğimiz rahatsızlıklar ya da bize küsen tavşanlar aynı.<br />
<br />
başka?<br />
<br />
evimin önündeki, apartmanıma ait alana park eden ve bana sizinle yer değiştirelim dediğimde "bi ben mi gözüne battım?" diyen vito şoförü paçoz adama sinirlendim. hayır bi sen gözüme batmadın, ama sen özel aracın içinde oturuyorsun. diğer arabaları şu an ordan çıkaramıyorum. bu, sileceklerini kırmadığım anlamına gelmez (ama bunu sen bana dik dik bakarken yapmayacağım). sense, tabii ki çıkacaksın ordan dalyarak, burası benim evim. sen estetikçi arabasısın. senin işin arap turistleri otelden estetik merkezine taşımak, ki gönüllerince saç ektirebilsinler. kendi evimin önüne park etmek için sana hesap mı vereceğim? 24 BEK 142 plakalı vitonun şoförü bu dediğim. hıyar ağası.<br />
<br />
başka?<br />
<br />
quasar ve fairmont denen gökdelenlerin hayatım üzerindeki hükmüne sinirlendim. her akşam, ama haftaiçi haftasonu demeden her akşam, çoğunlukla güncel yabancı pop (korkunç) ya da 90lar türkçe pop (biraz daha çekilebilir) çalmayı ve bu tantanaya tüm mahalleyi dahil etmeyi alışkanlık haline getiren bu beton yığınları şimdi de sokağa park yasağı koydurmuş, bizi bu vito şoförleriyle ağız dalaşına sokuyor. memlekette medeniyet, saygı ve tabii denetim olsa şikayet ederdik ama kimi kime şikayet ediyorsun? semazen şeklinde avizeleri olan bir beton yığınını yeni türkiyenin mimarlarına şikayet etmenin anlamı var mı? yararı var mı, var mı yani bir çıktısı? yok. taşınmak lazım.<br />
<br />
yok bu memlekette hiçbir şeye karşı çıkmanın yararı. (taşınmak mı lazım?)<br />
<br />
ben insanların kabalıklarına ve giderek daha kaba biri haline gelmeme sinirleniyorum aslında. daha sinirli, daha agresif, daha kaba, daha mutsuz biri haline gelmeme. ben bu muyum? delirdim mi, deliremedim mi, ondan mı (hangisinden?) böyle oldu?<br />
<br />
çare göktaşı.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-66043413183720737962019-04-28T03:17:00.000+03:002020-01-29T03:01:11.802+03:00ahmet debdebe ya da acınası bahanelerimizYaklaşan etkinliği takvime bu şekilde* kaydettim. Çünkü bir arkadaşımın müstakbel eşi beni bir yere çağırır çağırmaz, başka her şey önemini yitirdi. Başka her daveti reddettim. 2 yıla yakın zamandır tekrar gidelim diye uğraştığım bir çiftlik evi davetini bile bir saniye kadar düşündüm ve sonra "işim var" dedim gönül rahatlığıyla.<br>
<br>
İşim vardı. Ekmeğimin peşindeydim.<br>
<br>
Dün gece neredeyse Tinder indiriyordum. Hemen o an bir şey olacakmış ya da hemen olmasına izin verecekmişim gibi sanki. Sonra eve gelip dizi filan izledim, geçti. Fiyuv.<br>
<br>
Takvim alarm verdi. Akşam oluyordu. Önce kafamda hazırlandım. Günlük makyajı üç dakika süren bir insanın az süslenmesi bile o kadar çok zaman alıyor ki. Kafamda hazırladıklarım teoride iyi olabilirdi ama pratikte işler değişti. Başka şeyler giydim. Aynı şeyleri taktım. Aynı şekilde, ama biraz daha koyu boyadım gözümü. Bir selfie çektim. Kendimi beğendiğimde selfie çekerim, sonra bu çektiklerimin neredeyse hiçbirini beğenmem.<br>
<br>
Poz verilen fotoğraflarda güzel çıktığımı düşünmüyorum. Farkında değilmişim gibi bir fotoğrafımı çekmeyi de hiç beceremem. Keşke birileri benim rastgele fotoğrafımı çekse. Perde arkası, gibi. bellatrix (N.Ş.A) Etrafımda böyle bir insan yok. Zaten kimsenin kimseyle bu kadar ilgilendiği de yok ya.<br>
<br>
Gittim. Güzel bir akşamdı. Reddettiğim davetlere, onları reddediş sebebim bakımından hiç değmeyen, ama buna rağmen güzel hatırlanacak bir akşamdı. Bahanem acınası bir hal alsa da (ki böyle olacağını daha takvime kaydederken tahmin ediyordum), sonuçta hoşsohbet insanlarla tanıştım. Yanımda reiki dediler, biyoenerji falan. Dinliyormuş gibi yaptım. Sonra biraz gülüştük. Sonra gerçekten dinlemek isteyebileceğim biri geldi. Fazla dinleyemedim. Sonra (az sonra) o gitti.<br>
<br>
Hep o Ahmet'in yüzünden. (Hep mi o Ahmet'in yüzünden?) Ahmet münasip bir saatte gelmeyi becerseydi, belki de... (Ahmet mi sana ulaşma yollarını tıkayan, seninle görüşmek için uğraşmayan?) Sonuçta kalkıp geldi yine de... (Sana geldiğinden o kadar eminsin yani?) Ama neden şöyle baktı? (Peki başka ne yaptı? Hiç.)<br>
<br>
<i>there are no mixed messages</i><br>
<i><br></i>
<i>there are no mixed messages</i><br>
<i><br></i>
<i>there are no mixed messages</i><br>
<br><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZdWmnSpDlOHZDVXPp167Yyqi5nyVRLHTq7PUMp5g3CEz8wyO9F1slx5qznzSp1bybS3E9qTtqelWxV8J1sks4vQ97A0kHOnNpukijpuwLeaC2FbHFzImefw1uKmjlfUNUVy9AwJY6nBns/s1600/1580256028004587-0.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZdWmnSpDlOHZDVXPp167Yyqi5nyVRLHTq7PUMp5g3CEz8wyO9F1slx5qznzSp1bybS3E9qTtqelWxV8J1sks4vQ97A0kHOnNpukijpuwLeaC2FbHFzImefw1uKmjlfUNUVy9AwJY6nBns/s1600/1580256028004587-0.png" width="400">
</a>
</div><br>
Ortada debdebeli bir durum yok. Debdebeli bir kişi varsa o da Ahmet. Ve Ahmet çok acınası bir bahane.<br>
<br>
(27-28 Nisan 2019 Mecidiyeköy)<br>
<br>
<br>
*Kaydediş şeklim buydu ama yazdığım isim bu değildi.bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-74885290271310524972019-04-14T18:47:00.000+03:002019-04-14T18:51:21.647+03:00I too once thought that I was owed something<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9JZ5ZBPnT9r5sP9uS7meZXVVcvgFHcHVaIBuckjjptqxVP4dOH3SCwIPV9lGPPJ7stBoWJUVCmf7Jza-gn6dgUOzB7_WUjaBz3DdqfIGtQmKwmzvHxW-6CfSGo076Wf3LcZtgAdLlAHwg/s1600/Screen+Shot+2019-04-14+at+18.44.28.png" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="479" data-original-width="383" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9JZ5ZBPnT9r5sP9uS7meZXVVcvgFHcHVaIBuckjjptqxVP4dOH3SCwIPV9lGPPJ7stBoWJUVCmf7Jza-gn6dgUOzB7_WUjaBz3DdqfIGtQmKwmzvHxW-6CfSGo076Wf3LcZtgAdLlAHwg/s400/Screen+Shot+2019-04-14+at+18.44.28.png" width="318" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">"some things that you know"<br />
Instagram: <a href="https://www.instagram.com/p/BuBoO8WFFu8/" target="_blank">@huliaozdemir</a></td></tr>
</tbody></table>
<br />
Nisan 2019'un ilk haftasında bir cuma günü, kendimden beklenmeyecek bir şey yaptım. İşle ilgili benimsemeye çalıştığım bir tavır bu, ya da yaptıktan sonra öyle olmasına karar verdim, diyelim. Global ekibin iki ağır topunun da dahil olduğu bir yazışmada bana ayar veren yabancı bir uzmana üç kere bir şeyler (ağzının ortasına ortasına vuran bir şeyler) yazıp sildikten sonra şunu yazdım: "Böyle bir talebim hiç olmadı, fakat oldu sanıldıysa yanlış anlaşılma için özür dilerim."<br />
<br />
Özür dilenecek bir şey yaptığımı düşünüyor muydum? Hayır. Maili gönderirken, üste çıkmadığım ve haklılığımın altını çizmediğim için kendimi kötü hissedeceğimi sanıyordum -guess what?- böyle olmadı. Daha iyi hissettim. Daha sakin. Güçlü. "Olmuyorsa olmuyordur"u kabullenmiş.<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
Sanırım Tuba'nın bahsettiği şey de buydu.</div>
<br />
Bir başka örnek, konuyla oldukça ilgisiz ama. Birinin bana gönderdiği teşekkür mahiyetindeki kalplerine yanıt vermedim. Vermek için elim klavyeye gitti. Sildim. Başka bir şey yazdım, onu da sildim. Onu etiketlemedim. Muhabbet kovalamadım, her zaman yaptığımın aksine.<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
Ben kimsenin hazır askeri değilim. </div>
<br />
Ben sadece... Bir şeyler devam etsin istiyorum ya. Bir yere varması gerekmiyor*, muhabbet devam etsin. O minik kıvılcım, beni dinlemekten keyif alır gibi bakan o iki göz, çağrışımlarıma, esprilerime karşı kıvrılan dudaklar bir yerde dursun istiyorum.<br />
<span style="text-align: right;"></span><br />
<div style="text-align: right;">
<span style="text-align: right;">* Gerekmiyor mu gerçekten, yoksa beklentilerim, onları elde edemediğim ölçüde kuşa mı dönüyor? Sanırım ikincisi.</span></div>
<span style="text-align: right;">
</span>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
Ben bunları hep mi yanlış yorumluyorum? Başka pek çok açıdan iyi bir gözlemci olan benliğim, konu romantik bir ilgi olduğunda feleğini tamamen şaşıyor olabilir mi? Pek ihtimal vermiyorum doğrusu.<br />
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Ben sadece... Keyif aldığım anları uzatmak, bitmeyecek gibi görünen sohbetlere devam etmek için fırsatlar yaratmak, gözlerinin içine bakınca neşelendiğim insanların gözlerinin içine bakmaya devam etmek için onları daha çok görmek istiyorum. </div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: right;">
Ama yanıt vermediğimde kendimi daha iyi hissettim. Daha güçlü. Sakin.</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Hadi işe dönelim. Attığım sakin maile, aradan geçen yarım günde yanıt gelmedi. Gelmesin, peki. Ama ben kendimi Alanis Morissette şarkısındaki gibi hissettim bütün gün. Hani "I was hoping"de, restoran sahibine "olm ben bu dükkanı satın alırım, ne diyon sen?" demeyen Alanis gibi.</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
<div style="text-align: right;">
<i>"I too once thought that when proved wrong, that I lost somehow"</i></div>
<div style="text-align: right;">
<i><br /></i></div>
<div style="text-align: right;">
<i>"I too once thought that I was owed something"</i></div>
</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Yok. Eminim kimsenin kimseye, ama en çok da bana bir borcu yok bu hayatta. Şimdiye kadar elde edilen veriler bunu gösteriyor.<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
Mailime aynı ölçüde sakin ve anlayışlı bir yanıt geldi. Buzlar eridi.</div>
<br />
<div style="text-align: right;">
(07 Nisan 2019, Mecidiyeköy)</div>
</div>
<div style="text-align: left;">
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
</div>
<div style="text-align: left;">
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/eJ3bmGTDg1c" width="560"></iframe>
</div>
bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-16492243087907545042018-11-17T02:54:00.001+03:002018-11-17T13:47:46.225+03:00ilk kez yeniden 2008<div><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0yK9mFtpZ5JuHiD-an44y9zr3fZKhUi9aCeUPD2LZpgmYyacdGONhGquFwUd9KuJNEGRwnLU4Kluq0_VnCWAEr8um_uDkiyXLZTCioOShxfLZMrZC8o4093eq5nOCJQS2uq5t_Q55p1is/s640/blogger-image--1523247584.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0yK9mFtpZ5JuHiD-an44y9zr3fZKhUi9aCeUPD2LZpgmYyacdGONhGquFwUd9KuJNEGRwnLU4Kluq0_VnCWAEr8um_uDkiyXLZTCioOShxfLZMrZC8o4093eq5nOCJQS2uq5t_Q55p1is/s640/blogger-image--1523247584.jpg"></a></div><br></div>Bu akşam ilk gerçek déja vu'mu yaşadım. Bu bir his değil, bir anın tekrarıydı bu kez. Mezun olurken tüm sınıf tek tek ÖFB'nin sahnesine çıkıyor, diplomalarımızı alıp, oradaki tüm okutmanlarımızın elini sıkıp diğer taraftan aşağı iniyorduk. Benim adım okunduğunda arka sıralardan büyük bir alkış koptu. "Vuuhuuuu" sesleriyle beraber tüm salonu inleten bu alkışa hocalar da şaşırdı, alışkın değillerdi genetikçilere böyle sevgi gösterilerinde bulunulmasına... Ön sıralarda oturan eniştem telefonuyla fotoğraflarımı çekerken ben bu jeste karşılık vermek istedim, tiyatrocu gibi eğilip selam verdim, sonra da öpücük gönderdim benim için toplanan bu kalabalığa.<div><br></div><div>Bu bir ENSO geleneğidir; kulübümüz yön-kur üyelerini mezuniyetlerinde yalnız bırakmaz, onları dünyanın en önemli insanı gibi hissettirmeyi görev edinir. İşte ENSO böyledir.</div><div><br></div><div>Bu gece bordromda adı yazılı olan Kağıt Üstündeki Şirketin yemeğinde işte aynı böyle hissettim, tam 10 yıl önceki gibi. Eski şirketimin masasına uğradığımda kopan gürültü eminim salonun her köşesinde çınlamıştır. </div><div><br></div><div>Bu öfori var ya... Harika!</div><div><br></div><div>Bu kadar sevilmek harika.</div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-90043529160186441212017-04-22T22:48:00.002+03:002017-04-22T22:48:58.329+03:00do I wanna know?tüm aşk hayatımın -ki velayeti sadece bendedir- özeti şu cümle:<br />
<br />
"do I wanna know if this feeling flows both ways?"<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOnbphbNFZAEGnFdJ8cabyBzgC0nZwa1IC-HVC6s0S58h33OJFIpIhv1UkVUMR8oazWoz9CU2g8veX5afB_s8cHJQj-xG44kS7F1IUj2GtUtzWKNxBhMxosddEvsJqymoc9jNUz1KgU8Xs/s1600/arctic+monkeys+am.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="373" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOnbphbNFZAEGnFdJ8cabyBzgC0nZwa1IC-HVC6s0S58h33OJFIpIhv1UkVUMR8oazWoz9CU2g8veX5afB_s8cHJQj-xG44kS7F1IUj2GtUtzWKNxBhMxosddEvsJqymoc9jNUz1KgU8Xs/s400/arctic+monkeys+am.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
yok. artık istemiyorum.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-90157207294581600452017-04-19T00:49:00.001+03:002017-04-19T00:50:57.718+03:00Gerçeğe hoşgeldiniz?<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">"Gençler, size ne zaman gerçek hayatınızın işte şimdi başladığını söylerlerse, aslında bitirdiğinizin Gerçek Hayat olduğunu hatırlayın."</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Emre Yılmaz, <i><a href="https://www.goodreads.com/book/show/12498546-gen-bir-adam-na" target="_blank">Genç Bir İşadamına</a></i></span><br />
<br />
<br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/D5HKhHKIRb8" width="560"></iframe><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=D5HKhHKIRb8" target="_blank"><i>https://www.youtube.com/watch?v=D5HKhHKIRb8 </i></a></div>
bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-52976040262843242872017-04-13T18:41:00.001+03:002017-04-13T18:42:30.786+03:00Alaçatı 042017<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHQY-IY9Pd1TtYSB6jlZHTiM10pKZYPzQMYBkDuBDYZKq33YpK7S3DeUnnys2X7GwYjEJ1RV2bzjm1wCd9PDqGgRl4fNF-P53xLLKgS029Q9sWcEGt2jp3NTiEirI9FGd-aQdghVtTyv3n/s1600/ArkadaCalsin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="235" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHQY-IY9Pd1TtYSB6jlZHTiM10pKZYPzQMYBkDuBDYZKq33YpK7S3DeUnnys2X7GwYjEJ1RV2bzjm1wCd9PDqGgRl4fNF-P53xLLKgS029Q9sWcEGt2jp3NTiEirI9FGd-aQdghVtTyv3n/s400/ArkadaCalsin.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
- Denize girdim, 2017'de ilk.<br />
<br />
- "Yaradana" Kurban'a tekme tokat giriştim.<br />
<br />
- Varlık'la şerefeleştim Zeyyat'ın gıyabında. Kapağında adım yazıyordu.<br />
<br />
- Daha az kalabalık olsa "yine bi derece" 8. Alaçatı Ot Festivali'ni gördük. Arapsaçı diye bir ot varmış. Rakı kokuyor.<br />
<br />
- 2 küçük kitap çevirisi, 1 çeviri bitimi, yenilenen <a href="http://themahmut.com/" target="_blank">Mahmut</a>'umuzun ilk yazısı, her gün 1 Uplifers yazısı - e daha ne?<br />
<br />
- Fotoğrafları telefona attım, telefonu sonunda güncelleme gibi türlü çeşit angarya bitti.<br />
<br />
- 2 mangal, 1 de elektrik kesintisi ile mecburi mangal, 1 rakı sofrası, <a href="https://open.spotify.com/user/bellatrix1-tr/playlist/5YYS6MooHW6uBGheQg9ysC" target="_blank">adapsız rakı</a> listesinin halka arzı.<br />
<br />
- Çaldığım müziklere bayılan -hep- kadınlar!<br />
<br />
- Pek çok kokteylli 1 Disco gecesi ve asla gelmeyen sarhoşluk.<br />
<br />
- Kaçırılan bir düğün ile, 1 eski sevgili ve onun yeni eşi, 1 eski sevgili olmayan adam ve onun yeni eşi, 1 eski soru işareti ve onun müstakbel eşi.<br />
<br />
- Anlatılınca da komik olan karikatürler.<br />
<br />
- TamTeçhizatlıKameramanCevatKellecilik.<br />
<br />
- Güzel bir kahvaltı, incir reçeline bayılmak, İncir Reçeli'nden hazzetmemek.<br />
<br />
- Sonu görülemeyen dizi bölümleri, filmler... Ama tekrar Walter Mitty. Dönüş yolunun güneşi batırma albümü.<br />
<br />
- Arkada Çalıyordu.<br />
<b><br /></b>
(Arkada hep Çalıyor.)<br />
<br />bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-29831900056401255352017-03-26T02:58:00.001+03:002017-03-26T03:38:54.996+03:00#LegalizeIt<div class="" style="clear: both;">
Şemsi İnkaya'nın "Bizim Kız" gibi zengin oğlan / zengin görünümlü kız filmlerinde yaptığı bir iş vardır. Bizim gibi seksenküsürlüler için ne idüğü belirsiz olan, ama bir şekilde, meslekleri sınıflandırmaya yetkili abiler tarafından kutsal addedilmediğini içten içe bildiğimiz bir iştir bu. Hani elinde hep bir torba vardır, sallar onu sürekli, torba şıkır şıkır eder... Hah, işte o tombalacılık imiş. Peki ben ne sanıyordum Şemsi İnkaya'yı? Torbacı! </div>
<div class="" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHKUq7mp8rgWf0aWQopL-oqqtIhm9YbAkQ24hBoAfeLUyiDPblaeXRHEeB9WfSUOtj_WJw7nWOl2Io1zEJcEYOE7P2_l5afAVhXt0behSZvBAONn_-oUc_OMO8SBXzZDkqQunwaeYk1H2I/s1600/semsi+inkaya+tombalaci.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="223" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHKUq7mp8rgWf0aWQopL-oqqtIhm9YbAkQ24hBoAfeLUyiDPblaeXRHEeB9WfSUOtj_WJw7nWOl2Io1zEJcEYOE7P2_l5afAVhXt0behSZvBAONn_-oUc_OMO8SBXzZDkqQunwaeYk1H2I/s400/semsi+inkaya+tombalaci.gif" width="400" /></a></div>
<div class="" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="" style="clear: both;">
Torbacılık diye bir iş olduğu çalınmış ya kulağıma "insanlar esrar içiyomuuuuş!" zamanlarında, ben de parçaları farkında olmadan birleştirmişim işte. Bu işin o işle ilgisi olmadığını anlayana kadar epey bi günahını almışımdır, İnkaya'nın değilse de senaristin. Adama bak ya, demişimdir, İstanbul'un orta yerinde, hem de gündüz gözü torbacılık yaptırıyor Şemsi Amca'ya!</div>
<div class="" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="" style="clear: both;">
Bu da böyle bir anımdır. <i>Legalize It </i>diye el sallayarak ayrılıyorum burdan.<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<span style="font-size: x-small;"><i><br /></i></span></div>
<div style="text-align: right;">
<span style="font-size: x-small;"><i>GIF'i film fragmanından aldığım ekran görüntüleriyle <a href="http://gifmaker.cc/PlayGIFAnimation.php?folder=2017032510vjf93As3IRekQaHEKfTRNt&file=output_ahCvQQ.gif" target="_blank">yaptım</a>, yani kaynak "Bizim Kız".</i></span></div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
</div>
bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-80008897345144888812017-03-16T01:26:00.000+03:002017-03-19T15:47:53.640+03:00Hemofili değilim.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhz3T8t3seeDMm7jezjeFKC17mQ9Km_QMi_cnCru-xWRQtkNJM_b8VvgTJ4G8fbj1LPG9R_bfdnvUN7WMWHysBnXqRpdYkabgmjGEmiMPG6Wo0ptDwMKdsieFISsrZw5MZ4ZmxKsyqe9OPv/s1600/doldururum.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhz3T8t3seeDMm7jezjeFKC17mQ9Km_QMi_cnCru-xWRQtkNJM_b8VvgTJ4G8fbj1LPG9R_bfdnvUN7WMWHysBnXqRpdYkabgmjGEmiMPG6Wo0ptDwMKdsieFISsrZw5MZ4ZmxKsyqe9OPv/s400/doldururum.gif" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: right;">
<span style="font-size: x-small;"><a href="https://meh.com/forum/topics/request-for-official-office-lower-than-scapegoat?sort=most-likes" target="_blank">görsel.</a></span></div>
<br />
"Peki, deyip bırakamazsın sen" dedi bir arkadaşım geçenlerde. Doğru, geçemem.<br />
<br />
Hiçbir şeyi kısa kesmeyi beceremedim.<br />
<br />
Peki deyip bırakamam. Tam bir <i>cool </i>gibi üç kelimelik tweetler atamam, hele de bir şey anlatasım varsa, seller götürür her yeri. Kendimi açıklarım sürekli, şunu şu yüzden yaptım, bunu bu yüzden düşündüm; o şöyleydi, demek ki bu böyle. Kimseye açıklamazsam kendime açıklar, kimseyle konuşmazsam kendimle konuşurum. 8 aydan kısa ilişkim yoktur (ergenlik dahil). Olup bitmiş bir şeye aylarca, olup bitmiş bir kişiye yıllarca üzülmüşlüğüm vakidir. 3 saniyelik ses kayıtlarım olmaz. Giriş / Serim bölümlerimi tekrar okuyunca en az ikiye ayırırım. Hiç tanımadığım insanlara uzun e-maillerle yanıt veririm. Hiç tanımadığım hadsizlere uzun yorumlar döşeyebilirim. Fotoğrafların altını doldururum. Profilimi doldururum. Çalma listelerinin açıklama bölümlerini doldururum. Çok uzun, kendimi bile bıktıracak kadar uzun süre boyunca aynı kişiden hoşlanabilirim.<br />
<br />
Ve tabi ki tüm bunları bir önceki cümlenin hatırına yazdım.<br />
<br />
///<br />
<br />
Hemofili değilim, allahtan. Benimki tamamen psikolojik.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />
<br />
<br />bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-71539609570523362332017-03-02T23:02:00.004+03:002017-03-02T23:02:35.728+03:00Yanlış._ Senin kadınlığın doğru değil.<br />
_ ...<br />
_ ...<br />
_ Doğru.<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
<i>(bu aralar, İstanbul)</i></div>
bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-50229232363812306192017-02-08T01:09:00.000+03:002017-03-01T13:10:47.412+03:00VRÇal: <a href="https://open.spotify.com/track/5dGWwnkTaiQGqZBtcBnmCc">https://open.spotify.com/track/5dGWwnkTaiQGqZBtcBnmCc</a><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEDCQ5Zfc8gz-u1jhylFJFiQNUaO1SjH_GSeOH_QjtiEg19tPujQyYIuP9w2aEiUnV1gvELC-L-QC5OpMH1W3ieJIiQaWIhL0ypiRrJOV8q1uPX0Ps0BgqUdjgDrV4R_I_Wh72nJlSds9c/s1600/Screen+Shot+2017-02-08+at+01.07.21.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEDCQ5Zfc8gz-u1jhylFJFiQNUaO1SjH_GSeOH_QjtiEg19tPujQyYIuP9w2aEiUnV1gvELC-L-QC5OpMH1W3ieJIiQaWIhL0ypiRrJOV8q1uPX0Ps0BgqUdjgDrV4R_I_Wh72nJlSds9c/s400/Screen+Shot+2017-02-08+at+01.07.21.png" width="398" /></a></div>
<br />
Dışarı, hava hala aydınlık ve benim kafam güzelken çıkmanın iyi yanları da var. Una Noche en Napoles dinleyerek çıktım kapıdan. Tamamen planlı bir şey değildi ama tamamen tesadüf de değildi; ilk birkaç şarkıyı bilerek atlamıştım.<br />
<br />
Bazen böyle Santana'dır, Caro Emerald'dır, Guadalupe Pineda'dır, o havalarda oluyorum. Bir yerlere yolculuk ediyorum; gözümü kapadığımda oradayım işte, bir tabloya bakar gibi değil, sanal gerçeklik gibi içindeyim. Yukarıdan aşağıya, soldan sağa, çengel bulmaca. Etrafıma bakıyorum, bavullar, mutfak, kitaplık, masa, balkon, deniz, koltuk, minder, deniz, koltuk, deniz, şömine, bavullar. Avize var mıydı, yok muydu hatırlamıyorum ama olmamasını seçiyorum ve olmuyor; orada avize yoktu ki zaten?<br />
<br />
Pastel rengi, uzunca bir çan eteğin üstüne ince bir bluz giymişim, saçlarımı toplamakla toplamamak arasında kararsız kalıp sonunda açık bırakmaya karar vermişim, salonundan, balkonundan, her yerinden deniz görünen, kapısı hep açık bir dairenin mutfağında, yalınayak, müzikle birlikte hareket ederek kahvaltı hazırlıyorum. Herkes bir yerlerde, uyukluyor filan. Ekmek kızartıyorum pam pam pam. Domates doğruyorum fım fım fım.<br />
<br />
Saat kaç umurumda değil. Hangi gün, umurumda değil. İstanbul'da ne olmuş, umurumda değil. Saçımı biraz kestirsem mi? Uçları çok uzadı. Ufacık bir hayat lazımmış bana, bir ara fazla abartmışım. Biraz daha yemek pişirmem lazım, hep bulaşık hep bulaşık olmaz. Şarkı değişmesin, geri alayım. Peynir de çıkarmak lazım. Salatalık kalmış mıydı ya? Dans etmeyi özledim. Keşke dans etsek. Burada, mutfak ortasında. Hep çok minik şeyler lazım oldu bana.<br />
<br />
"Ben de çay demleyeyim."<br />
<br />
Çok minik şeyler.<br />
<br />
<br />
<br />bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-22119046323096358072016-11-11T16:00:00.002+03:002016-11-11T18:20:17.252+03:00aşk, memleket<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcJplrj_xedbJ2x12tDIUyQypVgao-nBMBC9f6w0ARMHsmHMVgF6HL70P20HUrkckHoCgaDHHtNApxG8b7OMYvv5W9LrARPUmufMqFw1ELW5sDiOy1iJAOnKg9Gug7dSMcf4xCrqse_1FF/s1600/OperationGame.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcJplrj_xedbJ2x12tDIUyQypVgao-nBMBC9f6w0ARMHsmHMVgF6HL70P20HUrkckHoCgaDHHtNApxG8b7OMYvv5W9LrARPUmufMqFw1ELW5sDiOy1iJAOnKg9Gug7dSMcf4xCrqse_1FF/s400/OperationGame.jpg" width="300"></a></div>
<br>
Bu ülkenin düze çıkacağına dair umudum yok.<br>
<br>
Yıllar boyu yalnız olunca, hem de dağ başında filan değil yani, koca metropolde, bunca insanın, bunca sözde ihtimalin arasında yalnız kalınca, direnmek zorlaşıyor. Arada bir şeyler oluyor, umut ediyor insan. Gezi gibi. #direnaşk. Sanıyor ki bir sabah güneş doğarken parkta tutulan elinin, o elin diğer hallerinden bir farkı var. Bir ortak noktada buluştu biriyle, iki ortak umutları var sanıyor. Oysa yok öyle bir şey. O o sabahın el tutuşu, yarına Allah kerim.<br>
<br>
Bizim neslin gençliği en dibe vurmak umuduyla geçti. Dibe vurduğumuzda "işte bu dip, daha ötesi yok" diyecektik ve ayağımızı vurduğumuz gibi yükselecektik, oh diyecektik, nefes alacaktık. Burada yaşamaya uğraşmamızın bir karşılığı olacaktı. İnadımız sonuç verecekti.<br>
<br>
Boşversene.<br>
<br>
Ben aşka inanıyorum. Aşk diye bir şeyin varlığına inanmak için ille de benim başıma gelmesi, ya da geleceğini düşünmem gerekmiyor. Aşk var, görüyorum birilerinin gözünde, duruşunda, saç okşayışında filan. Olması da güzel bence. Hala umutlu insanların olması güzel.<br>
<br>
Uzunca bir süre <i>olacağını </i>düşündüm. Sonra epey bir zaman "ben olmayacağını düşüneyim de, olursa sevinirim" dedim kendi kendime. Pek çok şey için dediğim gibi. Bu yerleşti kaldı. Hep bu şekilde düşüneceğim sanıyordum. Sonra bir sabaha karşı, bıcır bıcır konuşurken aniden, böyle 1 saniye içinde hiç ağzını açmamaya karar veren bir adamı takside bırakıp eve girdim. Pencereden dışarı baktım ve şöyle dedim: "Kimseyle tanışmak istemiyorum artık."<br>
<br>
Sigarayı da böyle bırakmıştım. Mantıklı bir açıklaması yok. Ama gerçek. Dibe vurunca yukarı çıkılacak diye bir kanun mu var? Belki yeterince su alıp batıyordur insan, tekne, her neyse.<br>
<br>
<i>Fake it until you make it </i>gerçekmiş<i>.</i> Olmayacağını düşüneyim dedim, olmadı.<br>
<br>
Ameliyat masalı bir oyunda biri ustalıkla kalbimi almış, başka hiçbir şeye dokunmamış gibi. Alarm ötmemiş (<i>no alarms and...</i>), oyun bitmemiş ama benim kalbim yok. Umursayamıyorum, uğraşamıyorum, ilgimi çekmiyor. Üzülemiyorum, kızamıyorum, gazete önlerinde yatamıyorum. Gerçekten, üzgün bile değilim. Hüzünlü değilim. Dev bir kabullenmişlik geldi yerleşti içime. Şikayetçi değilim.<br>
<br>
Bu memleketle ilgili ne hissediyorsam aşkla ilgili de onu hissediyorum.<br>
<i><br></i>
<i>Boşversene.</i>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0Turkey38.963745 35.24332200000003526.356997500000002 14.589025000000035 51.5704925 55.897619000000034tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-22425740912858051182016-10-20T15:38:00.000+03:002016-10-20T15:38:33.050+03:00Valizim dolu yine<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">"Kemerini bağlıyorsun. Uçak yere inmekte. Uçmak, yolculuğun tersidir: Mekanın süreksizliğini aşarsın, yok olursun, kendi de zaman içinde bir tür boşluk olan bir süreç için hiçbir yerde olmamayı kabul edersin; sonra yok olduğun yer ve zamanla ilgisi olmayan bir yer ve anda ortaya çıkarsın. Bu arada ne yaparsın? Senin dünyadan, dünyanın senden kopukluğunu nasıl değerlendirirsin? Okursun; bir havaalanından ötekine gözünü kitaptan ayırmazsın, çünkü sayfanın ötesinde boşluk, uçuş molası mekanlarının, seni barındıran ve besleyen madeni rahmin, her daim farklı, ama her daim aynı olan yolcu kalabalığının sıradanlığı vardır. Matbaa harflerinin sıradan tekbiçimliliği aracılığıyla yaşanan bu başka soyutlama sürecinde kalmana değer: Burada da adların çağrıştırma gücü seni hiçliğin değil, bir şeylerin üzerinden uçtuğuna ikna eder. Emin olmayan ve tahmini bir biçimde yönlendiren aygıtlara kendini emanet etmek için bir miktar bilinçsizlik gerektiğinin farkına varıyorsun; ya da belki bu edilgenliğe, gerilemeye, çocuksu bağımlılığa karşı dizginlenemeyen bir eğilimi kanıtlıyordur. (İyi ama sen uçak yolculuğuna mı kafa yoruyorsun, okumaya mı?)"</span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://media.giphy.com/media/WoKPNOr1jrdsc/giphy.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://media.giphy.com/media/WoKPNOr1jrdsc/giphy.gif" height="260" width="400" /></a></div>
<br />
<i><a href="https://www.goodreads.com/book/show/2089970.Bir_K_Gecesi_E_er_Bir_Yolcu" target="_blank">Metin.</a></i><br />
<i><a href="http://media.giphy.com/media/WoKPNOr1jrdsc/giphy.gif" target="_blank">GIF.</a></i><br />
<br />
<br />bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1010740540867194969.post-5575015805214154552016-10-03T17:27:00.001+03:002016-10-03T17:27:43.640+03:00beni neden sevmediniz nokta"Zaten ilişkiler şöyle böyle" diye yazı yazamıyorum, öyle olmayan ilişkiler var etrafımda. Nasıl oldular bilmiyorum ama varlar işte, görüyorum.<br />
<br />
"Erkekler şu şekil kadınlardan hoşlanmaz" diye ahkam kesemiyorum, çünkü tam da o şekil olan pek çok kadın tanıdım (son zamanlarda daha da fazla tanıdım hatta) çoğu da bir ilişkiyi bir şekilde yürütebiliyor. Daha önemlisi, ilişki kurabiliyor. Kurabilmiş. Olmuş yani.<br />
<br />
"Belli bir bedenin / kilonun üstündeki kadınlar sevilmez" diyemiyorum, aksi örnekleri var etrafımda pek çok.<br />
<br />
"Kısmet değilmiş yaa" deyip geçemiyorum, çünkü kendime bunca kaderciliği yakıştırmıyorum - hani benim müspetbilimci kimliğim?<br />
<br />
<br />
Bu kadar yanıtsız kalmak canımı sıkıyor. O yüzden, yanıtsız her ihtimalden ve her adamdan kaçtığım gibi bu yazıdan da kaçacağım galiba. Hazır bugün 1 kez daha vazgeçmişken...<br />
<br />
Bu lafı hiç sevmiyorum ama, vallahi sözün -ve sorunun- bittiği yerdeyim.bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com1