Lisede etüt merkezi gibi bir yer vardı gittiğim... Gider test mest çözerdim arada, çünkü evde yatay pozisyonda testlere odaklanmam zor oluyordu. Ben zaten hiçbir zaman yalnız çalışamadım, üniversitedeki sabahlamalar o zamandan kalma...
Bir konuya takılıp kaldığım için evde dört döndüğüm bir gün (bir orta 2 günü müydü? bilmiyorum) yakınımdaki kimsenin o konuyu benden iyi anlayıp bana anlatması mümkün olmadığından (ne yazık ki evet, durum buydu) annem dayanamayıp gazeteyi açtı ve bulduğu ilk özel öğretmeni aradı. Şu deneme saati bedava olanlardan, tabi, uyanıklığımı nerden aldım sandınız?
O adamlar önce hoca, sonra abi oldular bana; kız arkadaşlarını da dinledim icabında, ayrılışlarına, nişanlarına da tanık oldum, eski erkek arkadaşımla kavga edip orada sakinleştim, deliler gibi zıplayarak deşarj da oldum... Hande diye iki arkadaşım vardı hatırlıyorum, biri bizim okuldandı. Yine üçlüydük biz ve onlar birbirlerine daha yakındı, zaten ben hiç ikili olmadım hayatta ve hiç birine en yakın olan da. Okullarda sıraları ikili yapmaları dışında somut bir burukluğum yoktu bununla ilgili... Yine de bu cümle neden üç noktalıdır, onu tam kestiremiyorum.
O adamlarla bir şekilde lise sona kadar geldim ben, üstümde emekleri de çoktur. İşte onlardan biri, Hasan abi bir gün ben geometri sorusu çözerken beni durdurdu ve "ne düşünüyorsun?" dedi. "Soruyu" dedim. "Hayır" dedi "sen soruyu nasıl çözeceğini düşünüyorsun. Aklına bir sürü yol geliyor, acaba hangisi daha kısa yoldur diye düşünüyorsun. Halbuki o yollardan herhangi birine başlasaydın çözmüştün soruyu bu sürede."
Dediği doğruydu. Ben hep tartardım.
İşte şimdi, korprıt hayatımızda yaptığımız şey de bununla aynı. Bugün, takvimime bir sürü şey yazmıştım ve iki telefon görüşmesi ve bir eğitimsel toplantı ile, onların neredeyse hepsi ötelendi başka zamanlara.
Bir şeyi nasıl daha kısa, daha efektif yapacağımızı düşünürken o kadar çok zaman kaybediyoruz ki, o işe bi "rasgele!" çekip başlasak, bitirmiştik mutlaka. Belki daha az doğru olurdu ama dönüp boşlarımıza bakacak, sağlama yapacak kadar zamanımız da olurdu, düzeltirdik yanlışlarımızı da.
Bu kadar hesaplı kitaplı olmamak, biraz gözü karartıp girmek lazım bir şeylere ki, işler yürüsün.
(11 Ocak 2011, Hisarüstü)
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
2 yazmadan duramayan var!:
hisarüstünde misin, özledim çok :(
bellatrix benim canım çok yanıyo, unutamıyorum, özlüyorum. bunun bi yolu var mı :(
bu kısmı yayınlama istersen; kkk'nın yeni kız arkadaşı mı var? çok şaşırdım. insan bu kadar hızlı yol alabilmesine şaşırıyorum ve sanırım kıskanıyorum.
ah, yine bir adsız.
yorumu kısmen yayınlama gibi bir opsiyonum yok, o yüzden hepten yayınladım.
kkk'nın olası herhangi bir kız arkadaşıyla ilgili tanımadığım bir insana açıklama yapacak değilim, tabi ki.
sevgiler.
Yorum Gönder