... Ben deli gibi korkarken.
Bana uzakken iyi geliyor o. Bir kol boyu mesafe alıp öyle dursun. Hiçbir şey sormak, bilmek istemiyorum. Bilmezken iyiyim. O da konuşmasın, sormasın, sadece cevap versin. Olduğu gibi kabullensin. Beni olduğum gibi kabullensin. Ben ne benimle, ne de bensiz; böyleyim.
Ben mi o mu diye sorulmasın bana. Ben, hep ben. Başka bir yanıt veremem. Daha mutlu olamam, bu kadar mutsuzum çünkü. Her şeyi, her şeyi bıraktım; hala çok mutsuzum.
...
hiçbir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte her şey onunla ilgili
telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sahili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili
yalnızlık hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
...
Özgür
-lüğümüz
yoksa
yalnız
-lığımız
mıdır
?
(22 Eylül ~ 25 Ekim 2010, İstanbul)
Şiir: Attila İlhan - Ayrılık Sevdaya Dahil
Fotoğraf: Ara Güler (1965)
4 yazmadan duramayan var!:
Ayrılık sevdaya dahil...
İnsana birden derin düşüncelere iten bir cümle... Hüzün de cabası...
nereden düştüm buralara bilmiyorum ama bin pişman ettin beni =) ben gündemi yakalayayım en iyisi.
İLhan; hüzün hem de ne biçim...
Jane Jones; bilmem, nerden düştün bacım? :)
Bu yazıyı severim, çünkü çok can acıtıcı bir yazıdır yazdığım arkadaş için. Ve cuk oturmaktadır.
"bunu alan bunu da aldı" widgetına tıklaya tıklaya kayboldum gittim dehlizlerde. =)
Yorum Gönder