Çünkü yalnızlık nanesine ikinci çare, kitap.
Uzun zamandır şöyle keyifle kitap okumadım. Okuyamadım, başına oturamadım. Oysa bir engelim yok ki? Tamamen yerleştim, başucu lambamı bile tamir ettim, artık hazırım yeni kitap kokusuna ve ilk sayfalara atılan tarihlere.
Sonracıma...
Bilgisayarım var, müziğim var, izlemediğim onlarca film var. Evim var misler gibi, yatağın altında da canavar yok. Yine de evde ses, nefes, sabah bir günaydın... güzel.
Yazıyorum. Yazacak şeyim var hem de bi dolu. Hiç bitmesin.
Unutmuşum bile, yaklaşık 20 dakika sonra blogu açtığım Ekim ayının sene-i devriyesi olacak. Aslında ilk tarih 7 Ekim'miş ama dedim ya, unutmuşum bile. İkinci yılıma girmişim. Blogumun yaratıcısına teşekkürler, o olmasa ne yapardım bilmiyorum (yazar burada "o"nun ne tür bir zamir olduğu kararını okuyucuya bırakıyor).
Kasım geldi. Senenin başından beri diyorum: yılbaşı geldi lan!
Ne oldu, ciddiye almaya başladınız mı şimdi? :)
Püfffft!
Nice mutlu yazılara.
Ya da eski editörün deyimiyle;
Keyifli okumalar.
(31 Ekim 2010, Levent)
2 yazmadan duramayan var!:
Aaa ama adımı afişe etmek yok DoDo :)
Teşekkür ederim, çok!
Yorum Gönder