Bir adam vardır Türk televizyon (evet televizyon diyeceğim) tarihinde ki, artık iyice mala bağlamıştır.
İzlemediğim Küheylan'ın ekmeğini yedi bu adam yıllarca, benim açımdan. Maskeli Beşler, Hababam Sınıfı reloaded ve benzeri filmlere, Çarkıfelek'lere, saçmasapan onlarca şov ve yarışma programına ve torunu yaşında kızlarla adının çıktığı magazin haberlerine izlemesem de dayanmamın ve tahammül etmemin tek sebebi, izlemediğim Küheylan'da bu adamın döktürmüş olmasıdır. O kadar çok duydum ve o kadar merak ettim ki, "aslında istese" çok iyi bir tiyatrocu olacağına, kendisini "aslında tanısak" çok seveceğimize inandım sanırım yıllarca.
*
Mehmet Ali Erbil şunu yaptı birkaç gün önce. Ağızdan çıkanı kulağın duymayışı deyip geçemeyeceğim; basitçe, artık ağız çok büyüdüğü için kulağın yetişememesidir yapılan bu terbiyesizlik. Ağızın her popülerlik puanıyla daha çok açılması, kulağın alınan her reyting ile daha bir kendi işine bakmasıdır.
*
Bir insan kendine bunu yaptı mı, bitti demektir:
MAli bitti; renkli kemik çerçeveli gözlük devri, parmaktan sonra kapandı. Aynı Güner Ümit gibi bitirdi kendini Mehmet Ali Bieey, hem de aynı lafla, aynı gafla.
*
Artık önümüzdeki tekelere bakıcaz.
*
(09 Ekim 2010, İstanbul)
Bahçelerde Börülce
1 yıl önce
2 yazmadan duramayan var!:
don indirip, malafat gösterdiğinde de bitti demişlerdi. ben bu herifin pek biteceğine inanmıyorum, tuhaf bir kredisi var adamın...
Kimse için bitmese benim için bitti, o başka da; bu tip durumlarda halkın hassasiyeti daha yüksek oluyor biliyorsun. Namus meselesi...
Yorum Gönder