Kalbimin orta yerinden kocaman, yıllanmış bir kurşun çıkarmış, sonra da geriye kalanlar o boşluğa takılıp yerle bir olmasın, birbirine çarpıp parçalanmasın diye doldurmuşum yerini. Hiçbir şeyden haberleri olmadan tarafımca düşünülen, merak edilen, kafaya takılan, kafa yorulan ama daha önemlisi kalp yorulan (kalp daha çok yoruluyor) adamlarla.
Onunla bununla doldurmuşum yerini, hiçbiri çok önemli değilmiş.
Hava cıva.
Ivır zıvır.
Yerine yeni bir dükkan açıldığında "burada eskiden ne vardı ya?" diye düşünülüp bulunamayan yer gibi, oradayken önemli gibi ama yitip gittiğinde alabildiğine önemsiz... Öyle adamlar.
Sabun köpüğü.
Dolgu malzemesi.
Dolgu malzemesi.
Gittiler içimden, kimse fark etmedi. Geldiklerini de kimse fark etmemişti. Söylediğimde en yakınlarım inanmamışlardı bile.
Ne önemi var?
Dünyada üzgün olmaya değer ne var?
Bu aralar en sıkı sıkıya tutunduğum kolun vites kolu oluşu beni düşündürmüyor değil.
Ancak uzun zamandır ilk kez boşluğunu yokluyorum kalbimin. Hissedebiliyorum. Yok orada bir şey, boş artık.
O yüzden kalbimde(n) geriye kalanlar yerle bir olabilir; şartlar müsait.
Hah. Bakalım şimdi ne olacak?
Yazarken hep Yasemin Mori - Kuzgun çalıyordu, tekrar, tekrar.
(26 Ekim 2010, İstanbul)
2 yazmadan duramayan var!:
bella nin herkesin ve herseyin acina mictii yazi ve andir.
bella nin ortaliin ve herkesin azina mictii an/yazi.dir.
Yorum Gönder