öyle bi şarkı vardı dimi, vardı... "bu korkular çok eskiden kalmış bana" o zamanlar demet sağıroğlu'nu severdik, falan. sonra sevmedik değil belki ama sevecek bir şey kalmadı. 50 izleyicili, hiç güncellenmeyen blog gibi.
*
küçük harfli bir yazıya daha hoşgeldiniz.
anneme bir gün sormuştum:
_ beni küçükken biri boğmaya filan çalıştı mı?
annem gerçekten böyle bir şey olmuşçasına panikledi:
_ hayır canım, nerden çıkarıyorsun?!
ben boynuma çok sıkı şeyler bağlayamam. boğazlı kazak giyemem, tasma kolye tabir edilen şeyleri takamam. boynumu sıkarsa biri, giderek yükselen bir perdeden çemkirirken bir yandan da kendimi kurtarmaya çalışırım. aynı nokta değil ama, demek ki boyun beni her şekilde en çok heyecanlandıran yer. iyi, kötü.
dün bir yerde oturmuş çay içiyorduk. üşüyordum, atkımı sardım boynuma. bir şey konuşuluyordu, ben de dahildim, sonra biri bir şey söyledi, ben koptum. nefesim daraldı, atkım bana saldırdı, ben atkımı sündürüp yakamı açtım. nefes alamayacaktım yoksa. o his. o boşluk hissi. oturacakken birden arkanda sandalye olmadığını fark ettiğin an gelen, elini uzattığında hiçbir şeye dokunamama hissi.
ben hala selenin arkasını tutan birine ihtiyaç duyuyorum, lanet olsun. bu ben değilim, kimseye destek olmak istemiyorum, kimse bana olmadıysa.
"ben fiske bile vurmadım onlara"
evet vurmadın.
"demek böyle, demek ileride ben de böyle olacağım."
hayır, ama korku iyidir.
korku iyidir dedim ben. korkunun nesi iyi? sadece, neden öyle olsun diye aksini ispata uğraşmadım. yaşayıp görecektik. ama ben hiçbir zaman öyle biri olmayacaktım. ne kadar büyürsem büyüyeyim çocuğum belki ama, ben büyüyünce hiç öyle bir çocuk olmayacaktım.
sırf inattan bile olsa.
ne oluyor bana, bilmiyorum. bazen hiçbir yerlerde duramıyorum. bir huzursuzluk, bir bir şey... eve gidemedim, gitmek istemediğimden değil. arabanın kapısını açtım, yine aynı his. bu sefer boş eve girme hissi. olmadı. geri döndüm. çabucak uyudum, içerde yaşandığını bilerek.
yaşandığını.
bilerek.
ekseri, iyi değilim. beni ne iyi edecek, bilmiyorum.
bu yeni edindiğim korkular bana çok anlaşılmaz geliyor; korktuklarımdan değil, korkumun kendisinden çekiniyorum.
böyle.
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder