Annem aradı dün eve gittikten sonra; biz yeni evimizle uğraşmaktaydık hala.
Büyük heyecan içinde bir buluşunu paylaştı annem, yarın dedi, 10 Ekim 2010; yani 10.10.10. Ne kadar güzel bi günde taşınıyorsunuz!
Bugünün güzelliği kendisinin bile seçemediği bir tarihten mi geliyor?
Peki ama bundan önceki yıllarda da oldu bu daha iki yıl olacak bu muhabbet, dedim anneme. Annem de olsun, ama iki yıl sonra olmayacak dedi. Bardağın boş tarafı - dolu tarafı muhabbeti, dimi.
Ya, dedim ben böyle şeylere pek paye vermem biliyorsun. Gerçekten de umurumda olmaz. Son olsa neyse, belki 12.12.12'de biraz hüzünlenebilirim. Veda mahiyetinde. Milenyum çocuklarının şansı oldu bu tarihleri görmek. 31. yüzyılda görüşürüz (2101'in 01 şeklinde yazılmayacağını düşünerek konuşuyorum).
Şimdi 01.01.01 ve benzerleri bugüne kadar konuşulmadı ve konuşulmamaya devam edecek, ta ki 12.12.12'ye kadar. "Bu son!" denecek, "bakın bin sene böyle bir tarih olmayacak" falan filan.
Bu sabah bu düşünceyle uyandım ilginç bir şekilde. Benim için vedalar merhabalardan önemli; neden bilmiyorum. Daha çok hatırlandığı, daha çok etkilediği için mi? Belki. Yıllık yazısı olmasa, okulun son gününü, bir insanla tanışmamızı hatırlamazdık durduk yere; ya da belki hatırlardık ama, sorgulamazdık. "İyi bilirdik" demeden bir insana hakkımızı helal edip etmediğimizi düşünmezdik. 82 yıl sonra göremeyeceğimizi bilmesek Mars’ı aramazdık gökyüzünde bir gece...
Son olmasa, ilkin değeri de bilinmezmiş gibi geliyor bana.
(10.10.10, Akaretler)
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder