İyi ki doğdun demek birine, iyi ki varsın demektir; iyi ki buradasın, hayatımdasın demektir.
Sadece 3 sözcük.
***
Bu yıl aldığım en umut verici dilek "inşallah alık ve tasasız bir insan olursun" idi. Ne kadar isterdim! Kendimi kurcalamamayı, deşmemeyi, yaralamamayı, bir "hıhh!" burnubüyüklüğünde uçuşup durmayı, "ii" diye cevap verip sonra pişman olmamayı, son mesajı atan olmamayı, o iki harfi gördüğümde yaşadığım sevince rağmen o telefonu açmamayı işte, hani kendime "açma" dediğim gibi açmamayı...
Sakince yaşayıp gitmeyi,
Gidip bir gelincik tarlasında yatmayı mesela,
Tasasız, alık ve gelincik gibi hava ve sudan başka hiçbir şeye ihtiyaç duymadan,
(hava gibi, su gibi olanlara ihtiyaç duymadan en çok da)
Ne kadar isterdim!
***
Detoks, insanı mutlu eden kötü alışkanlıklarından kurtulmak değil midir?
***
Çok kısa bir zaman sonra bahsedeceğim bir kitap var, Buket Uzuner'in yazdığı "Balık İzlerinin Sesi". Bitirip, kalakaldığım bir kitap. Oradan mı bulaştı bilmiyorum ama bir normallik algısıdır gidiyor içimde; ben normal miyim, değilsem neyim, bu kendini beğenmişlik sayılmaz mı, hangisi daha iyi veya normalin içinde seçkinden, seçkinin içinde normalden ne kadar var...
Normalliğini benimseyen ve bunu kurcalamayan 19 yıllık dostum Gamze'nin doğumgünü bugün; hiç haberdar olmayacak bu yazdığımdan muhtemelen ama yine de,
İYİ Kİ DOĞDUN GAMZE !
(04 Mayıs 2010, Gayrettepe)
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder