Boğaziçililer, İngilizce eğitime uzun süre maruz kalanlar, çok fazla yabancı dizi izleyenler, apaçiler filan derken kalabalık olduk: Bir şeyi iğrenç bulduğunda eww, sevindiğinde yay!, canı acıdığında ouch (dalga geçiyorum sanıyorsunuz ama eline bir şey battığında bunu diyen lab asistanımız vardı bizim) diyen bir insan grubuna evriliyor olabiliriz, hem de şimdiye kadar görülmemiş bir hızla.
Ve bu duruma Harun Yahya bile SAHTE! demez, emin olun.
Hala kullandığım frenkçe sözcükler de var, ama karşılığını bulamadığım için. Awkward konusunda çok dertliyimdir örneğin. Buffer, veya cool konusunda da. Bunları italik mitalik yazar gene kullanırım eğer daha iyi anlattığını düşündüğüm bir sözcük yoksa Türkçe'de. Ya da bir repliğe referans veriyorsam mutlak surette orijinalini koyarım, espriyi anlamazsanız sizin bileceğiniz iş :)
Bu arada biraz ikiyüzlü olduğumu da belirtmemde fayda var, sıklıkla kullandığım tekabül, mütemadiyen, ekseri sözcüklerini kullanırken içim sızlamıyor; onları daha doğal, daha sempatik kabul ettiğimden mi; yoksa pek sevdiğim ismim Arapça'dan geldiği için özüme sırtımı dönemediğimden mi... Bilmiyorum.
Üçe beşe bakmamak lazım. Ben "şarkıyı geriye sarıp sarıp içime çekiyorum" yazabiliyorsam bir dilde, bence o dil Büyük Sözlük'ünün kalınlığına bakılmaksızın şahane bir dildir!
Ben de o dile aşığım.
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder