Bugün size Beirut'tan Guyamas Sonora'yı armağan ediyorum, dinleyiniz isterim. Bu şarkı özellikle Yann Tiersen'ı çağrıştırıyor ve bana kendimi Amelié'nin çekimlerindeymişim gibi hissettiriyor, bakalım siz ne diyeceksiniz.
Beirut için iki-üç kelam etmezsem içimde kalır: Tanıştığıma bu kadar sevindiğim az müzik vardır herhalde (sağolasın Radyo Eksen). Tırsmıyor da değilim, bu törensel müzikler bangır bangır arabada çalarken, onların temposuna uyarak pedallara basacağımı sanıyorum bazen. Benim için iyi müzik, insanda o müziği çalma isteği uyandırandır!
Aslında tüm camları açıp alabildiğine gitmek isterken, bunu yapmak mümkün olmadığı için sağı solu kapatıp kendimi dünyadan soyutluyorum. Unutuyorum trafiği, önüme kıran taksiciyi; bangır bangır bir gülümseme geliyor normalde büzüşük dudaklı, ciddi mi ciddi araba kullanma suratıma. Kendimden hoşnut oluyorum.
Bir keresinde de Vec, Nantes için "dinlerken strawberry riverside'da sekmek istediğini" söylemişti, ki Alice in Wonderland izleyenler hissiyatı bilirler.
Böyle şeyler dinledikçe, "birini kaybedecek olsanız görme mi yoksa duyma duyunuzu mu kaybetmeyi tercih ederdiniz?" tarzı dangoz sorulara verdiğim default yanıtı tekrar gözden geçiresim geliyor.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder