Ofiste oturuyorum, kafamı sola çevirdim bir an; sonra hafifçe döndüm, ayaklarımı kesona (keson!) uzattım, bakakaldım resmimize.
O kadar güzel ki insanlar, dostluklar, zamanlar bazen... İnsan söyleyecek laf bulamıyor. İnsan ağlamak istiyor yahu!
Kendimi Fareler ve İnsanlar'ı oynarken veya Ömer Seyfettin'in güvercinli hikayesinin tam ortasına düşmüş gibi hissediyorum bazen, çok seviyorum ve çok sevince o kadar çok sıkıyorum ki, boğuluyorlar. Boğulmasınlar ne olur, ben boğmayayım ama zaten ölmesinler ya... Lütfen... Hele benden önce, kesinlikle!
Sıkıntılıyım evet, çalışıyorum saatlerdir; içimde önemli bir işi aradan çıkarmış olmanın verdiği rahatlıkla eve gidip mayışmak istiyorum ama 19 Mayıs kutlamaları Çarşı tezahüratlarına (hala bu tezahüratlar niyeyse) karışmışmış, yok hiç çekemem bu kafayla, hem zaten yalnızlığıma gitmek istemiyorum ki ben,
gidip birilerine sarılmak istiyorum!Fotoğraftakilerden biri birazdan beni alacak, bir diğerine götürecek, şu an ne kadar ihtiyacım var onlara...
Belki habersiz çekilmiş değil bizimki ama, belli ki çok önemsemişiz...
2 yazmadan duramayan var!:
Yine aynı şarkı çalıyor
nanna naanna naaa
Başka dostlar etrafımda
Bir resimde bu geceden...
En güzel tarafı ne biliyor musun? Farklı yerler, farklı zamanlar, farklı insanlar ancak aynı şarkı aynı ezgiyle ve ben de aynı resmi gördüm sanırım.
250 tane şarkı olan grooveshark playlist'imde, tam yorumunu okurken birden Resim çalmaya başladı! Keşke başka bir tesadüf dileseymişim :)
Ne mutlu bu resmi en az bir kere görenlere, diyorum o halde...
Yorum Gönder