... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

Biraz da okla oyna, aferin oğluşuma!

Robin Hood'u çok severim. Okla ilgili bir saplantı olsa gerek (okla ilgili bir saplantı mı?). Küçükken de henüz çok kurumamış ağaç dallarının iki ucuna lastik bağlayarak yay yapıp, tarihin en falsolu giden oklarını ürettiğimi hatırlıyorum. Benimki Wanted'taki gibi istenerek verilen bir falso değildi, zaten ben de Angelina Jolie değilim.

Neden bilmiyorum, Kevin Costner genel olarak başarısız bir aktördür ya, ya da bilmiyorum belki kendini tüketmiş de olabilir, neyse; Robin Hood yine de benim çok sevdiğim filmlerden biriydi. İlk duyduğumuz şarkıyı en çok sevdiğimiz, ilk gördüğümüze aşık olduğumuz dönemlerdeydik (bkz. Nihal-Behlül ilişkisi). Bayağı zamandır izlemediğim bu filmin iyi olduğunu şimdi iddia etmem saçma olur ama o zaman için iyiydi işte Robin Hood, yanında Cuma gibi bir eleman, Sherwood ormanları, tirana karşı savaş filan... Hem yanlış hatırlamıyorsam kitaptan uyarlama konusunda da gayet başarılıydı.

Şimdi yeniden çekilmiş film, efendim. "Robin Hood begins" tarzı bir şey midir düşünülen, yoksa baştan mı çekmişlerdir aynı hikayeyi, Cate Blanchett Marian mıdır yani, onu da bilmiyorum. İlgilenmiyorum da, ama sizin için bakayım hadi. Gördüğüm kadarıyla ufak sözcük ve harf oyunlarıyla isimler değiştirilmiş ama çok uzağa gitmemiş. Bu da (evet,) Robin sıradan bir adamken "zenginden alıp fakire verme" kafasına nasıl ulaşmış'ın hikayesi. Cate Blachett da Sherwood ormanı hanımı olsa gerek.

Girizgahım çok uzun oldu; aslında aklımdaki tek şey şuydu: Gladiator ile tanınmış, sevilmiş ve insanların aklında bir süper kahraman olarak olmasa da bir arenalar kahramanı olarak kalmış bir adamı, ısıtıp karşımıza çıkarmak; nasıl desem, Christopher Reeve'e "hadi gel bi de Iron Man oyna" demekten bir derece (ama yalnızca bir derece) daha iyi gibi geliyor.

Abart abart, deyin hadi.

***

Bir de geçen gece Mad World çalarken bir türlü lafın arasına giremediğim bir şey vardı ki onu da bu konuya bağlayacağım izninizle... Yalnız gittiğim bir sinemada (dolayısıyla fragmanın hangi filme ait olduğunu soracak kimse yok şimdi) böyle insana fenalık getiren ölülü korkunçlu bir film fragmanı çıktı. Sonuna kadar izleyebilmek için Astoria Cinebonus'un tuvaletlerinden gerektiği kadar hızlı çıkamayacak denli düşkünümdür fragmanlara ama böyle filmlerin, tüm çekiciliği fragmanlarına sıkıştırılan korkunç görüntülerini seyretmeyi sevmiyorum. Sonra filme bir olay kalmıyor. Gideceğimden değil ya.

Fragman bol çığlıklı halde ilerlerken birden dan! dan! ekran karardı ve Mad World çalmaya başladı, işte insan görüntüleri filan, ağlayanlar edenler... Arkadaşım! Mad World, Donnie Darko'yu izlemiş herkesin Donnie Darko ile özdeşleştirdiği ve bundan da çok memnun olduğu bir şarkıdır, neden alıp testere-taklidi filmine kapak yapıyorsun bunu? Hem de fragmana koyuyorsun ki, bütün olayı bitsin...


Hollywood, sana sesleniyorum: Bittersweet Symphony'i duymayayım bir yerde, vallahi külahları değişiriz!


(Ama Haluk Bilginer'e filmlerinizde her yıl en az bir ufak rol vermeye devam edebilirsiniz.)

0 yazmadan duramayan var!:

Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!