_ Ne, kaza mı? Hemen geliyorum.
Nereye geliyorsun amk, sordun mu ki hangi hastane diye? Fitil oluyorum.
Bir de son sözü, saçmasapan bir şey de olsa söyleyip Küçük Sırlar edasında telefonu kapatmak var:
_ Ben halledeceğim. *çat*
Ulan tamam bi baybay, hadi görüşürüz, öptüm, kib, aeo filan diyeydin yabani herif.
Aslında yok yabancı dizilerde bu, Friends'ten örnekleyeceğim çünkü en hesapsızca girilen yolgeçen hanı evler oradaydı, yine de eve giren adam merhaba der, naber der, günaydın der, derdi bir şey işte.
Cool'luk mu yani bunu dememek? Kendi adıma, insani olduğunu öğrenegeldiğim davranışlardan şüphelenmiyorum. Hesapsızlık, teklifsizlik dediğimiz nane bir evden kapıyı çekip çıkmayı gerektirmez, bu olduğunda da ben iiiiiyh! nidasıyla yeri tekmelemezsem ve/veya bunu anlatmazsam, sonradan içime gereksiz bir sinir çörekleneceğini pekala biliyorum, öğrendim bunu zaman içinde. İşte bunları anlatabilecek biri de yok çevremde, o yüzden yazıyorum. Yazdıklarım da sanki ders oluyor, etiket dersi vermeye çalışıyormuşum gibi. Bu ne cüret! Bu ne umur!
Hiç öyle bir derdim yok.
Ben böyleyim abi, benim yetiştirilişim böyle, uzun süre bi kafese filan kapatılmadığım sürece, iyice yabani olmadıkça ben, böyle olmaya devam edeceğim.
Hadi görüşürüz, aa kapat kapıyı hadi sizin asansör yavaş geliyor, bekleme...
(28 Aralık 2010, İstanbul)
***Bir eve geldiğinde karşılanmamak, giderken uğurlanmamak veya o evde olmadığında aranmamak o eve aidiyeti mi anlatır?
(30 Ekim 2010, İstanbul)
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder