Bir hissiyatıyla ilgili uzunca bir mailin ortasında, istasyon halinde yakaladım bir dostu geçenlerde. Yazdığı şeye bakmadım tabi, sadece üzerinde o kadar zaman geçirmesi dikkatimi çekti. Anlattığı şeyin, çevirdikleri bir muhabbete dair o ne dedi, ben ne hissettim'li bir şey olduğunu söyledi sadece. Maksat uzakları yakın etmekti, sanki hepsi aynı salonun ortasında, aynı bermuda şeytan üçgeninde oturuyorlarmışçasına, kimseyi eksik bırakmamaktı.
(Bu adamları bu yüzden seviyorum.)
Bir adam bu kadar uzun uzadıya anlatıyorsa bir şeyi -herhangi bir şeyi ama- ya kafası güzeldir, ya da aşıktır derim ben. Şanslıysa, ikisi birden.
Dostum yanıltmadı beni ve yazdığı şeye ara verip bir çizim gösterdi bana. Uzun zamandır en çok beğendiğim çalışmasıydı...
"Aşık insana çok farklı bir kafa geliyor" dedi bir de, "Çok alakasız bir şey çiziyorum belki ama daha istekli, daha güzel çiziyorum."
"Aynı şey yazı için de geçerli" dedim. "En azından, bende böyle."
Aynı şey, her şey için geçerli. İnsan aşıkken, güldüğü kişi sevgilisi olmasa bile daha güzel gülüyor ve dahası, kendisi de fark ediyor daha güzel güldüğünü. Tüm dünya fark ediyormuş gibi geliyor.
Garip bir büyü var bu işte.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder