Bir ay bizden kira almadı diye (biz taşınırken onun üç katı kadar daha üstüne masraf yaptığımız halde) mütemadiyen ağlanan, maddi ve manevi olarak bizden çok daha kötü durumda olduğunu iddia eden eski ev sahibimizle bugün (umuyorum) son kez karşılaştık, kontratları iptal ettik, altı tane anahtarı çirkin bir halkaya takıp kendisine geri verdik. İşin ilginci, taşınana kadar her gün arayıp evi ne zaman boşaltacağımızı sorduğu halde, tam 5 gündür bizden anahtarları almaya gelmemesiydi zaten. Bugün teşrif etti herifçioğlu. Buluşmaya da Audi'siyle gelmiş utanmadan. Bari arabayı geriye bir yere park et de görmeyeyim, o zaman inanırım senin de kendi kiranı veremediğine.
(Hah, şimdi tekrar aradı, iki aylık aidatı istiyor. Bekle bakalım, belki bir ara yatırırız.)
Bizi evden çıkarma sürecinde, sağolsun, tüm boşanma sürecine de dahil ettiği ve "siz evden çıkıyorsunuz ama ben ikiyüzelliüçyüzbinliralık evimi kaybediyorum, boşanmak için karımın üstüne yapıyorum" dediği zaman dilimin ucuna kadar gelen "kim bilir ne halt yediniz de karınızın üstüne ev yapmanız gerekiyor" retorik sorusunu keşke sorsaymışım diyorum bazen.
Sanırım hala o kadar patavatsız değilim.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
2 yazmadan duramayan var!:
densiz insanlara patavatsızlık etmek lazım aslında onlar her tür pervasızlıkları ile üstüne üstüne geliyorlar zaten insanın bir yamuklukları da yüzlerine burulsun izansızların :(
Ne diyeyim ya, ne diyeyim Vladimir... Büyüklük gene bizde kaldı işte, pas atamadık.
Yorum Gönder