O gün çok küçüktük. Konuştuklarımız bile küçüktü, çocukçaydı sanki. Beni bunu çok sık söylerken duyamazsınız, çünkü ben hayatım boyunca hep biraz büyük olmuşumdur, en azından bana öyle söylenmiştir: "Yaşına göre olgun." Ama o gün çocuk saflığındaydık besbelli.
Saçmaymışız biraz. Saçma ama güzelmişiz. Dün gece Balkon'da oturup, o iki arkadaşımın da biten ilişkileri üstüne peçeteye yazdıkları 31 maddelik Sevgili Manifestosu'nu okurken fark ettim bunu. 31 madde oluşu isabetliydi, zira kendini bu 31 maddeye uyduramayan adam başka 31'lere uyduruyordu. Peçete de isabetliymiş bu bakımdan...
Ben genelleme yapar ama başkalarının yaptığı genellemelere genelde karşı çıkarım. Konu erkekler ve ilişkiler olunca da hemcinslerimle sıklıkla ters düşeriz; çünkü bana kalırsa çoğu, sadece kendi bakış açılarının doğru ve evrensel olduğu, erkeklerin kendilerine kul köle olması gerektiği gibi saplantılı düşüncelere sahiptirler.
O yüzden de bu iki arkadaşımın bir çakırkeyiflik anında kaleme aldığı bu manifestoda karşı çıkacak bir şey bulamamam beni şaşırttı. Demek onlar o çoğu kızdan değildiler ve demek ki biz iskeleden balkona çıkarken büyümüştük bayağı.
Tecrübenin peçeteye dökülüşüydü elimdeki liste. Neye karşı çıkacaktım ki zaten? "Aşık olsun"a mı, "muhabbeti güzel, kahkahası bol olsun"a mı, "tatile çıkanından olsun"a mı, yoksa "bir önceki sevgiliden yüzyüze ayrılmış olsun"a mı?
Ah pardon, bir madde vardı, "Anadolu yakasında otursun" maddesi. O olmasa da olur canım.
(Peçetenizi tarayıp bana göndermenizi bekliyorum btc ve behar :))
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder