... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

53 dakika veya 25. saat

Cumartesi sabah kalktım, evime gittim (yok, İzmirli değilim ve o espri de artık komik değil), sonra kuzenle ev bakmaya çabaladık, yorulduk, sıcakladık; eve dönüp oturduk. Saat 4 filandı; oturuş o oturuş. Ne kadar güzeldi Allahım, karşılıklı kanepelerde oturmak öyle boş boş, sadece içecek bir şey almak için veya o içtiğimizi boşaltmak için ayağa kalkmak, bilgisayar, telefon, kumanda, sigara ve hayati olan her şey elimizin altında... Yaşıyoruz lan dedim birden; uyuyor olmaya yakın bir boşluk halinde -uyuyor da olabilirken o an pekala- demek ki uyanık uyku böyle bir şey, demek ki bu da hayatın böyle geçmesi gereken bir anı ya da anlar dizisi.

Bir süre öncesine kadar hep uykuda geçen zamanına acıyan biriydim. Ne zaman bu fikrimden vazgeçtiğimi tam bilmiyorum ama neden vazgeçtiğimi biliyorum. Artık, o zamanı çok daha fazla yapmak istediğimiz şeylere ayıracağımıza dair güvenim ve inancım yok. Kendimize ayıracak bir 53 dakikamız olsa bir çeşmeye doğru yavaş yavaş yürür müydük? Hiç sanmıyorum; bence arabamıza atlayıp çeşmeye gider, geri kalan zamanda telefonumuza @çeşme yazardık ordan, status update...

Çok keyifli bir kahve sohbeti sırasında bunu anlatamadım. Acaba ben anlatamadım mı, yoksa karşımdaki adam mı anlamadı, anlamak istemedi; veya savımın dayanağının en başta kendime güvenmeyişim oluşu ağırına mı gitti, bilmiyorum. Çok konuşmak gerek anne, çok.



Bunlar kafamda dönüp durur ve kuzen yan koltukta uyuklarken boş durmayıp blogumun yarattığı çokkullanıcılıblog hissiyatını haklı çıkarırcasına çalıştım. Sonra kuzen uyandı; uzun zamandır televizyonda yayımlanmadığı için çok özleyip aldığım Beetlejuice'u izlemeye karar verdik.

Sahi, ne oldu o filmler? Bir ara Beetlejuice bıktırırcasına yayınlanırdı, Yırtık Rahibe, Maverick, Problem Çocuk (bunu özlemesem de) da öyle. Geleceğe Dönüş'lerin star tv dublajlarına nasıl alıştıysak, tüm bu filmlerin repliklerini ezberden tekrarlardık her yayınlanışında -illa ki- izlerken...

Şimdi maça ası kimseye bir şey ifade etmiyor oysa ki.

***

Beetlejuice'u izlemeyeli çok olduysa, lütfen izleyin. Allahım o Michael Keaton'ı izlemek için, Batman olabilen bir adamın başka ne olabileceğini görmek için bile izleyin tekrar. Böyle güzel bir zamanda takın ama filmi, mesela saat sekiz buçukta tamam mı ve o bitince, kafanız da güzelken dayanamayıp Charlie and the Chocolate Factory izleyin; her sahnesine, her kafaya ayrı şaşırarak, daha önce nasıl olup da izlemediğinize şaşırın bir de, o kadar coşun ki dayanamayıp paylaşın bunu.

Ne demiş Yiğit Özgür, şu hayatta bir Akina Temizhava, bir Frensis Ford Hoppalahey, bir de Timbör Tın olmak isterdik. Tim Burton'la arkadaş olmak tamam ama öylesine karşılaşmayı gerçekten istemeyebilirdim; ne soracağımı bilemeden çak bi beşlik! yapar geçerdim herhalde... Ne sorulur, ne söylenir ki bu adama?

***

Üstüne bir de While You Were Sleeping çektim, evde tam uyku havasıydı, öğlene kadar uyudum. Kalktık, demli çayla kahvaltı ettik sonra geniş geniş, biraz daha havalara baktık... Aile saadeti için evden çıkmadan önce fark ettim ki, 24 saattir evdeyim. Uzun zamandır yapamadığım gibi.

Aslında adaya gitmek istiyordum bu haftasonu ama, çoğu okulumda geçen sakin ve mutlu bir gecenin ardından böyle evcilleşmek, çok daha güzel oldu sanki.

Dimi lan tilki? Sen anlarsın bu işlerden...

0 yazmadan duramayan var!:

Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!