İlkokul çocuklarına alfabenin elyazısı ile öğretilmesinin bir nedeni var: O harfleri birbirine bağlamayı, örmeyi öğretiyorlar çocuklara. Olur ya, günün birinde içlerinden biri yazmayı tercih ederse, içine yerleşebileceği bir sığınak inşa edebilsin diye kendine...
Düşüncelerimden harf, harflerimden sözcük, sözcüklerimden cümle örüyorum. Giderek kalınlaşıyor; eskiden benim tenimken, benimle birken, kendi şeklini almaya başlıyor...
Kılıfım giderek kalınlaşacak, ben sonunda bembeyaz, dantel gibi bir koza elde edeceğim. Her dakika, her gün sıklaştıracağım onu, kat kat işlemeye devam edeceğim, görenler, okuyanlar ah ne güzel, kimbilir ne çıkacak içinden, diye merakla bekleyecekler. Sonra bir de bakacaklar ki içinde hiçbir şey yok o kozanın. Dışındaymış tüm marifeti. Sözcükleriyle duvarını örüp, görünmez olmuş tırtıl; sadece sözcüklerine değer verenler yüzünden kelebek olmadan kayıplara karışmış.
Onu ilmek ilmek ören ben, unutulup gitmişim.
(31 Temmuz 2010, Marmara Denizi)
Kalbim Unutmuyor
1 ay önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder