... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

Evet!

Geçtiğimiz haftasonu Bursa'ya gittik. Uzun zaman önce, Bursa ziyaretlerimden birinde Ahmet'imin "ben şöyle bir şey düşünüyorum" diye bana uzun uzun anlattığı evlenme teklifi merasimine şahit olmaktı amacımız. Biz, yani erkek tarafının üniversite tayfası, liseden arkadaşları, kız tarafının arkadaşları, kardeşi; hepimiz esas kızın doğum günü partisi sandığı bir akşam bir araya geldik. Esas kızımızın adı Çiğdem; onu söyleyeyim de her seferinde zahmet etmeyeyim, dimi.

Ahmet'in evinde toplaştık, sonra Ahmet Çiğdem'i aldı geldi. Geçtiğimiz yıl da "evde bir şey unuttum" diyen Ahmet ona aynı bahçede kemanlı, yemekli bir organizasyon yaptığından, Çiğdem bir kutlama bekliyordu ama bizi hiç beklemiyordu. Yemek yedik hep beraber, pastalar kesildi, hediyeler verildi (bizim yol üstünde durup aldığımız hediye ile beraber) falan filan derken bizim akşamın başından beri Ahmet'e bakıp bakıp sırıtma sebebimiz, 'işte o an' geldi çattı.

Bahçeye yarım daire şeklinde yerleştirilmiş sandalyelere oturduk, karşımızda bir perde ile ve bir video başladı: Ahmet'in Çiğdem'e geçtiğimiz yıl düzenlediği sürprizin videosu, işte bahçeye giriyorlar, Ahmet Çiğdem'in sandalyesini tutuyor, oturuyorlar, müzik çalıyor, güneşli bir gün, her şey çok güzel... Birden, bu sahneyi kenara iterek Ahmet giriyor videoya, bembeyaz bir stüdyoda, üstünde o gece giydiği gömlek, pantolon ve "merhaba!" diyor bize. Ahmet, önümde oturduğu yerden perdeye doğru "sen de nerden çıktın?" diyor (replikler ezberlenmiş), ve bir muhabbet başlıyor aralarında, "bırak da videoyu izleyelim" "hayır, ben bir hikaye anlatacağım" "peki anlat bakalım..."

Ahmet ve Çiğdem'in tanışma öyküsü karşımızda. Ortaokuldan bu yana tanışan, arada yolları ayrılan iki kişi, fotoğrafları, aradan geçen zaman, büyüyüşleri ve tekrar bir araya gelişleri geçiyor gözümüzün önünden, bu arada videodaki Ahmet sürekli konuşuyor, "tekrar" diyor, "hiç ayrılmamış gibi" diyor... Tekrar arkadaş olduktan sonra açılamamış kıza, bir gün bir yerde otururken sıkıntılı sıkıntılı, gidip garsondan ufak bir kağıt istemiş, üstüne şöyle yazmış:

"Bazı şeyleri riske atıyorum belki ama ben seni artık eskisi gibi arkadaşım olarak GÖREMİYORUM!"

Gidip Çiğdem'in eline tutuşturmuş kağıdı, beklediği tepkiyi aldığı söylenemez çünkü Çiğdem notu okuyup "Ee?" demiş (videonun burasında Çiğdem araya girip "ee, bu muydu yani bu kadar darlandığın şey?" demeye çalıştığını söylüyor) O günden sonra da bu not Çiğdem'in cüzdanından çıkmamış, ta ki bu video hazırlanana kadar.

Fonda hala kağıdın görüntüsü varken gerçek Ahmet bizden bir kalem istiyor, veriyoruz boştaki elimizle çünkü diğer elimizde patlatılmaya hazır konfetiler var; Ahmet kalemle kağıda bir şeyler çiziktiriyor, o sırada videodaki görüntü de değişiyor, aynı not ama bir farkla: "... ben seni artık Çiğdem.Kır olarak göremiyorum"

Ahmet elindeki notu Çiğdem'e veriyor, Çiğdem nota bakıyor, Ahmet'e bakıyor; bir şey anlamaya çalışırken soru geliyor: Benimle evlenir misin?

Evet, evet!, konfetiler patlıyor, Ahmet tutulup havuza atılıyor, bir sürü kahkaha, kocaman bir mutluluk balonu içinde herkes; telefonlar ediliyor, anne, baba evden çıkıyor tebrik için, kahveler içiliyor, azıcık hamak sefası ve biz yola dökülüyoruz.

İlk öğrenen bendim bu teklifin hikayesini, ilk yazan da ben olayım. Başbaşa evlilik teklifi mi tercih ederdik, yoksa böylesini mi, bu muhabbet de başka yazıya kalsın.

Bu arada, kayıtlara geçsin: Seneye düğünümüz var!

(07 Ağustos 2010, Bursa)

2 yazmadan duramayan var!:

ee ben bundan sonra mutlu olamam ki =) böyle güzellerini gördükten sonra zavallı müstakbel kocamın da burnundan getiririm "bak elalemin adamları neler yapıyor!" diye.

 

buna da burun kiviran var, "neden kalabalıkmış" da "iki kişilik olsaymış romantik olsaymış" da... ben o andan daha romantiğini hiç görmedim halbüse.

boşver. seninki daha güzelini yapar :)

 
Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!