Düşündüm de, neredeyse tüm yazılarım "abi ben anlamıyorum yaa" diye başlasa yeriymiş. Aşk meşk işlerinin nasıl döndüğünü anlamıyorum, insanların müzik zevksizliğini anlamıyorum, birine anne veya abi olmadan nasıl arkadaş olunuyor onu anlamıyorum, ilişkiler neden değişiyor ve neden sadece ben umursuyorum bunu; aileme neden laf anlatamıyorum, bu kızlar niye böyle, kadın şöförler niye şöyle... Anlamıyorum. Basbayağı saf mıyım neyim?
Buna rağmen herhangi bir yazımı anlamak, anlaşmak veya türevleri diye yaftalamayışım da kayda değer bir ironi olsa gerek. Ahanda bu yazıya yapıştırıverdim onu da.
Bu kadar anlamadığım şey olduğu için mi yoksa bu kadar şeyi anlamamama rağmen mi hayatım zor geliyor bana, zordan da öte dar geliyor, onu çözemedim. Gene yapamadığım bir şey, bak.
Hala uğraş, hala. Öp, sarıl, yolla; doyama, mesaj at bi de. İstediğini aldın mı, yok. Kuzenin dediği gibi "ben onu dönünce görücem" mi, veya belki ağız tadıyla bi kapı açık, arkanı dön ve çık bile diyemeden bitti gitti mi bu iş...
Bugün bugündür ya, bunun hesabı kitabı olur mu, o yüzden "ben seni gitmeden görürüm bi daha bence".
Alooo - yüreğimde zincirler kırılıyor, duydun mu, nokta.
(03 Ağustos 2010, Ortaköy-Taksim)
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder