_ ...
_ That was it? That was his big stunt? Didn't even use that horse thing.
Lee Pace'in o sahnedeki bakışını çok aradım, bulamadım. İfade etmem de mümkün değil. Daha ağlamaklıydım zaten önceki sahnelerin etkisinde...

Pushing Daisies'de gözümün tutmadığı Lee Pace, takdirimi kazandı bu filmle.
Elimizde bir güç var, yaratma gücü; eğer gerçeği yaratamıyorsak hayali yaratırız abicim. Ne diyordu Imaginarium of Dr. Parnassus'ta: Biz bu hikayeyi anlattıkça dünya dönmeye devam edecek; dünya döndükçe biz anlatacağız.
Parmağımı şıklatmam, her şeyin değişmesi için yeterli; bir aksan, bir karakter, bir saç kesimi... Bunları düşündüm filmdeki epik öykü yaratılırken ("Do you know what epic means?")
http://portakalsuyucu.blogspot.com/2010/08/fall.html
Filmi izleyiniz, dememe gerek yok.
(05 Ağustos 2010)
1 yazmadan duramayan var!:
of of of, en sevdiklerimdendir the fall :) yazıyı hemen okuyayım.
Yorum Gönder