... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

'Düş'üş

_ Did I just miss something?
_ ...
_ That was it? That was his big stunt? Didn't even use that horse thing.


Lee Pace'in o sahnedeki bakışını çok aradım, bulamadım. İfade etmem de mümkün değil. Daha ağlamaklıydım zaten önceki sahnelerin etkisinde...

Pushing Daisies'de gözümün tutmadığı Lee Pace, takdirimi kazandı bu filmle.

Elimizde bir güç var, yaratma gücü; eğer gerçeği yaratamıyorsak hayali yaratırız abicim. Ne diyordu Imaginarium of Dr. Parnassus'ta: Biz bu hikayeyi anlattıkça dünya dönmeye devam edecek; dünya döndükçe biz anlatacağız.

Parmağımı şıklatmam, her şeyin değişmesi için yeterli; bir aksan, bir karakter, bir saç kesimi... Bunları düşündüm filmdeki epik öykü yaratılırken ("Do you know what epic means?")

Başka bir şey söylemeyeceğim, filmi izlemediyseniz aşağıdaki yazıyı okumayınız:
http://portakalsuyucu.blogspot.com/2010/08/fall.html

Filmi izleyiniz, dememe gerek yok.

(05 Ağustos 2010)

1 yazmadan duramayan var!:

of of of, en sevdiklerimdendir the fall :) yazıyı hemen okuyayım.

 
Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!