Basında klinik araştırmalarla ilgili birkaç ayda bir Mars maili gibi hortlayan haberler çıktığında onları ciddiye alıp yanıt vermek gerekiyor. Tekzipler gidiyor gazetelere, tabi ki hiçbir tekzip bir (sözde) skandal kadar dikkat çekmiyor. Böyle şeyler olduğunda ben hep şunu düşünürdüm: Birileri buna gerçekten inanacak ve bunun "hükümetin yüce Türk milletini ilaç şirketlerine peşkeş çekmesi" olarak görecek, gösterecek ve bu yanlış düşünce çığ gibi büyüyecek. Çünkü inandıramıyorum insanlara, birebir muhabbet ettiğim insanlara bile bu araştırmaların ağababasının Amerika'da, Avrupa'da döndüğünü, Türkiye'de nüfusa göre çok az miktarda araştırma yapıldığını. İnsanlar benim yerime filmde gördükleri Rachel Weisz'a inanmayı tercih ediyor.
Hani aklımızın ermediği veya yeterince bilmediğimiz birtakım ekonomik veya diplomatik naneler yüzünden yapılan birtakım işler var ya, çıkan kanunlar, aflar, yapılan özelleştirmeler... Bunların tümü gerçekten insanların veya devletin yararınadır demiyorum; hatta "taşıma suyla değirmen dönmez" veya "hazırda dağ dayanmaz" gibi atasözlerini mihenk taşı edindiğimden olsa gerek, çoğunun olumsuz etkilerinin daha çok olacağını düşünüyorum. Ama sonuçta itiraf ettiğim bir şey var: Bilmiyorum bunların altta yatan tüm sebeplerini.
Birinci Dünya Savaşı da, Franz Ferdinand'ın bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi sebebiyle çıkmamıştır, ona bakarsanız. Kemal Kara ne derse desin.
Şimdi bakalım muhalefetin muhalefetine:
ANADOLU AJANSI
TBMM (A.A) - 25.11.2011 - CHP, çok sayıda vatandaşın, ilaç firmalarının 2007-2010 yılları arasındaki ilaç çalışmalarına bağlı olarak öldüğü iddialarının araştırılmasını istedi.
Gerekçede, Türkiye'de vatandaşların, özellikle üniversite öğrencilerinin yoksulluk nedeniyle ilaç araştırma deneylerine katılarak, para aldıkları, deneyler sonucunda da yaşamlarını yitirdiğine yönelik haberlere işaret edilerek, bu durumun, vatandaşların onurunu zedelediği belirtildi.
Sağlık Bakanlığının, klinik deneylerin hem bakanlık hem de etik kurullar tarafından denetlendiği, deneklere para verilmesinin ise yasak olduğunu açıkladığı ifade edilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
''Bu ifadelerle basında yer alan ifadeler arasında önemli çelişkiler
vardır. Bütün şirketlerin ana hedefi kar etmektir. Dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alan ilaç şirketlerinin ilaç araştırmalarını kendi ülkelerindeki denetimlerin sıkılığından kaçarak, geri bırakılmış ve fakir ülkelere kaydırdığı bilinmektedir. Bu durum, hiçbir şekilde kabul edilemez.
Ülkemizde yürütülen ilaç araştırmalarının finansmanında kullanılan bütçenin nerelere harcandığı, başta öğrencilerimiz olmak üzere vatandaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik koşulların istismar edilerek, kullanılıp kullanılmadığı araştırmaya muhtaçtır. Sadece araştırma kayıtlarına bakmak aldatıcıdır. Halen hayatta kalmayı başarabilen deneklerle, kurulacak Meclis Araştırma Komisyonu'nun detaylı bir görüşme yaparak, deneysel çalışma için aydınlatılmış onamlarının olup olmadığı ve çalışma için para alıp almadıklarının tespiti gerekir.''
(MLT-KUD)
12:11 25/11/11
Niyet güzel, amaç doğru, komisyon gerekli belki ama ifade çoooook yanlış ve art niyetli.
"CHP elit kesimin partisi azizim, halka inmesi lazım" diyorsunuz da, ben yukarıdaki iddiayı okuyor ve bunu kaleme alanın tam "halk" olduğuna karar veriyorum (burada "halk", Onurlu'nun kullandığı anlamda ve onun vurgusuyla söylenmelidir)
Ben küçükken, hayal meyal hatırladığım yaşlardayken daha, "büyüyünce milletvekili olacağım" dermişim. Kafayı yemişim besbelli. Bilmeden konuşmayı marifet sayan cahil cühela adamlarla aynı kırmızı koltuklarda oturup aklına mukayyet, sinirine hakim olmak mümkün olmazdı zira. Ha, muhalefet böyleyken, hükümetten bahsetmiyorum bile.
Anladıkları dilden özet geçeyim bari, kısaca: Akıllı adam ne arar la mecliste?
Scientists have discovered that people who are very optimistic about the outcome of events could in fact have a "faulty" brain.
The study, which was published in Nature Neuroscience, suggests that the brain is very good at processing information, whereas some people ignore anything negative, leading them with a positive outlook.
This had lead scientists to believe that people who are continuously optimistic when reality challenges their beliefs is due to a 'faulty' function of the brain's frontal lobe.
Sezen diye bir arkadaşım var, hazırlıktan. Uzun süre STK'larda görev aldı ve muhtemelen öyle de devam edecek.
Sezen demiş ki:
“bütün iyi niyetleriyle gönüllü çağrısında bulunan dostlar, enkaz kaldırmak, çadır kurmak, yardım dağıtmak için gönüllü arayacağımıza, Van'da son sürat giden devlet terörüyle, insan kıyımıyla, copla, biber gazıyla mücadele eden depremzedelerle dayanışmak için de az biraz çağrı yapsak. gelen milyonlarca dolar yardımın, binlerce çadırın nereye gittiğinin hesabını sorsak, belediyenin, valiliğin ağzına kadar yardım malzemesi dolu olan depolarını açtırtıp bu işin asıl sorumlusu olanlara bu işi yaptırtsak daha makul bi iş yapmış olmaz mıyız? deprem yaralarının sosyal sorumluluk projesi gibi sarılması halinden feci sıkılmış durumdayım.”