... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

yardım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yardım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

#vanicincaz

20 Şubat'ta Babylon'dayız.
Çünkü aslında kar, en çok Marmara'yı etkilemedi...
(Sen sus Ntv.)


yaz domatesleri

Ben kimseyle bir şey konuşmuyorum. Kimsenin hatası değil herhalde bu, ben konuşamıyorum. Nasıl başlayacağım, ne anlatacağım, neyden rahatsızım, annem neden bana "senin gözlerin neden doldu şimdi?" diyor, babam böyle pasta yapmayı niye öğrenemedi...

Dinlemek istemeyeceklerinden, karşıma oturtsam dinlemeyeceklerinden değil. Dinleyecek insanlar var hayatımda, hep vardı ve muhtemelen hep olacak. Ama bir şey oldu, her ne olduysa ve ben konuşamıyorum, tamamen benim hatam, sorunum ya da her neyse. Sadece bir şeylere gülüp, bir şeylere ağlıyorum ve bunlar birbirini çok hızlı takip ediyor. Mesela pazar gecesi. Ağladım. Sonra uyudum, uyandım, Behzat Ç. izledim, güldüm, bitti, bulaşık yıkadım. Salona döndüm tekrar, evdeki üç bilgisayardan hiçbirini açamadan oturdum. Tat yaz domatesleri ailesinden doğranmış domates reklamını izlerken yine ağlıyordum.

Yaz yağmuru gibi.

Twitter Öyküleri


twitterstories diye bir adres çıktı karşıma geçenlerde. İnsanların değişik hikayeleri ilgimi çekti...



Mesela bir adam var (@EverydayDude), annesinin kitapçı dükkanını kurtarmak için konuyla ilgili tweet atıp, bir de cin fikirle geliyor: 50 doların üstünde alışveriş yapan herkese bir burrito ısmarlamak! Sonuçta kitapçı kapanmak şöyle dursun, en iyi sezonunu yaşıyor. Tam bir Shop Around the Corner hikayesi: You've Got Mail çekildiği yıllarda internete bağlanma sesleri yerine Twitter olsaydı, o dükkan kendiliğinden kurtulurdu belki de?

Başka bir örnek de bir sinema eleştirmeni (@ebertchicago): Kanser ameliyatları sonrasında sesini kaybeden Roger Ebert, yazdığı köşe, kitapları, blogu ve Twitter'ı ile kendine bir ses edinmiş adeta.

Kahire'de cinsel tacize uğrayanları korumak ve tacizin gerçekleştiği bölgeleri deşifre etmek için @harassmap hesabını açan Rebecca Chiao'nun amacı, bunu tüm dünyayı kapsayacak şekilde genişletmek.

Norveçli değil ama Japon balıkçılar, günlük avlarını daha tekneleri karaya dönmeden satabilmek için teknelerinin isimleriyle hesap açmışlar. @yoshieimaru ve @Kageyamamaru hesaplarıyla, yakaladıkları balıkların fotoğraf ve videolarını da paylaşıyorlar üstelik!

Biz "kan aranıyor" mail ve tweetlerini pek ciddiye almayız, bıkmışızdır artık çünkü. Ama @ChrisStrouth için durum öyle olmuyor. Yıllarca böbrek hastalığı ile boğuştuktan sonra, nakil yapılması zorunlu hale geldiğinde "Sh*t, I need a kidney" yazıyor ve 19 kişiden yanıt alıyor. Sonunda, yıllardır görmediği bir arkadaşı ona böbreğini bağışlıyor.

Uzaydan ilk tweet'i 12 Mayıs 2009 tarihinde atan @Astro_Mike için bir şey söylemeye zaten gerek yok, daha ne yapsın adam?! Benim ilgimi daha çok, bundan birkaç gün sonra yazdığı şu cümle çekti ama: "From orbit: We see 16 sunrises and sunsets in 24 hrs, each one spectacular as the sun lights up the atmosphere in a spectrum of colors" İnanılmaz değil mi bir günde onlarca günbatımı görmek; iskemlesini şöyle bir kımıldatsa oldu bitti...

Buraya eklenebileceğini düşündüğümüz bir hikayemiz olursa, gönderebiliyoruz da.

Bizim 15 dakikalık ünümüz de böyle bir şey olabilir mesela?


(Bu yazı eşzamanlı olarak portakalsuyu'nda da yayınlanmaktadır.)

Van, devam

Sezen diye bir arkadaşım var, hazırlıktan. Uzun süre STK'larda görev aldı ve muhtemelen öyle de devam edecek.


Sezen demiş ki:


“bütün iyi niyetleriyle gönüllü çağrısında bulunan dostlar, enkaz kaldırmak, çadır kurmak, yardım dağıtmak için gönüllü arayacağımıza, Van'da son sürat giden devlet terörüyle, insan kıyımıyla, copla, biber gazıyla mücadele eden depremzedelerle dayanışmak için de az biraz çağrı yapsak. gelen milyonlarca dolar yardımın, binlerce çadırın nereye gittiğinin hesabını sorsak, belediyenin, valiliğin ağzına kadar yardım malzemesi dolu olan depolarını açtırtıp bu işin asıl sorumlusu olanlara bu işi yaptırtsak daha makul bi iş yapmış olmaz mıyız? deprem yaralarının sosyal sorumluluk projesi gibi sarılması halinden feci sıkılmış durumdayım.”


Sadece paylaşmak istedim.
Can sıkıntısı işte.

"bir gün düşersen ben de seni kaldıracağım"

Ekşisözlük'ten alıntıdır:
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=25901501



bir gün düşersen ben de seni kaldıracağım


ömrü hayatımda duyduğum en anlamlı söz oldu bu.


ağlaya ağlaya yazıyorum bunları...


deprem olur olmaz van'a kazak, bot, mont gibi eşyalar gönderirken montun cebine "geçmiş olsun kardeşim, ben de gölcük'te senin şu an yaşadıklarını yaşadım. maddi manevi ne sıkıntın olursa bana 05xxxxxxxxx numaralı telefondan ulaşabilirsin, hiç çekinme." yazılı bir kağıt koyulduğundan 3 gün sonra gelen mesaj:


"allah razı olsun kardeşim. şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. sana söz bir gün düşersen ben de seni kaldıracağım."



(bu konuda söylemek istediklerim bu kadar, 26.10.2011 11:22)

Van / Kazan

Kalkıp gidecek halim yoktu. Ne yapsam, neresinden tutsam bilemedim. Gölcük'teki ikinci depremde göçük altından -neyse ki- çıkarılan kuzenimi düşündüm, Van'da tanıdığım kimse olmadığı için sevindim, sevindiğim için kendime kızdım...

Kafam, kalbim, içim dışım kazan gibi oldu iki gündür.


///

Onur Air feysbuk sayfasına her layk başına 50 kuruş yardım yapacağını açıklamış, onyüzbinmilyon kişi tepki gösterince de geri çekmiş, ama şu yazıyla:

"Amacı, şehitlerimizin ailelerine ve Van depremzedelerimize yapılacak yardımlara sosyal medyada dikkat çekmek olan kampanyamız bunu anlayamayan bazı takipçilerimiz nedeniyle sona erdirilmiştir. Sizler adına gerçekleştirdiğimiz 110.000 TL'lik yardım makbuzlarımızın ilki ektedir, diğeri de gün içerisinde yayınlanacaktır.

Sağduyu sahibi takipçilerimize iletmek isteriz ki sosyal medya dışında ayrıca nakdi bağış yapılması, bölgeye ücretsiz uçak tahsis edilmesi ve çalışanlarımızın toplu yardımları gibi diğer katkılarımız sürmektedir ve sürmeye devam edecektir.

Yanlış anlamalar için, yanlış anlamayan takipçilerimizden özür dileriz."

Siktir git Onur Air, sen kimsin sağduyudan bahsedecek, bana aptal diyecek?

///

"Tüm yardım kampanyaları birbirine girdi, bi özet geçin lan piçler!" derken BÜMED'den mail geldi. Aferin. Seviyorum okulumu.

///

Yardım mesajından ÖTV, mesaj ücreti alan; bağışlardan havale ücreti kesen bankalar, insafsızsınız, insan değilsiniz. Bu kararları veren adamlar o paraların içinde boğulurlar umarım. Can-ı gönülden diliyorum bunu.

///


Benim güzel okulumun Müzik Kulübü toparlanıp bir konser düzenliyor, hemen bu perşembe. Onlara daha büyük aferin, hem kulüpçülüğü hem de insanlığı yaşattıkları için!

http://www.facebook.com/#!/event.php?eid=282550671765540&notif_t=event_invite

///

Polaris, TeknoSA, Philips Türkiye, Borusan, Koçtaş, Pegasus, AKUT, Kızılay ve kim bilir daha kimler... Size kocaman bir artı.

///

Geri çevrilen dış yardımlar, engellenen tırlar, "hırsızlar var yardım göndermeyin"ciler, "hepsi belasını buldu"cu reziller, siyaseti maskaralığa, yardımı siyasete dökenler arasında benim dikkatimi bi Bahçeli'nin açıklaması çekti.

"...Bahçeli, ''Böylesi bir günde ayrımcılığı körükleyerek 'ağlama sırası onlarda' gibi lanetlenmesi gereken yaklaşımları da büyük bir densizlik ve soysuzluk olarak gördüğümüzü söylemeliyim'' dedi. "


Bu kez cidden destekledim seni be. cCc Bahçeli cCc

///

Van için Rock konseri düzenleniyor, müzisyen de müziğiyle destek olacak tabi. Bu kadar kısa zamanda bu kadar adam çıkarabildikleri için süperler! Biletix de, biletlerden komisyon bedeli almadığı için...

Orada olacağım.



https://www.facebook.com/event.php?eid=268892119822666

Yardım mı, yataklık mı?

Çok zengin olsam, etrafımdakilerin bana param için yaklaşıp yaklaşmadığından şüphelenirdim herhalde. Benimle param için evlenileceğinden filan korkardım. Böyle şeyler olmuyor değil. Öyle olmasa bile, bir tarafın diğerinden açık ara zengin olduğu durumlarda "derleeer derler" mevcut.

Çok taş olsam, şu etrafımda "ona çakarım, buna bilmemnaparım" diye muhabbet eden erkek güruhuyla muhabbetim de aynı olmazdı gibi geliyor bana. Alttan alta bir etkileme çabası işlerdi adamların bilinçaltına. Bu çok normal aslında, bir adam sırf yakışıklı diye onu listeye alan bir kız olsam ben de default arkadaş olarak değerlendirmezdim çevremdeki birkaç kişiyi.

Yarı kanka/yarı Güzin abla kafasındayım şu an. Kafamın yarısı makara-tukaraya, diğer yarısı da onu görmeye, buna zaman ayırmaya çalışıyor; bir çeşit gönüllülükle geçiyor hayatım. Şikayetçi değilim, yine de canımın gerçekten istemediği yerlerde olmamak için direnç göstermeye karar verdim bir süredir. Kendimi paralamamaya yani.

"Kadınlar kaybetmeyi sever, ama bazı şeyleri" sloganlı bir zayıflatıcı zımbırtı reklamı vardı.
Biraz paranoyakça ama...
Hep "iyi böyle ya" dememin arkasında ne var?
Fiziksel olarak değişirsem, ilişkilerimden kaybedeceğimden korkuyor olabilir miyim acaba?

Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!