Aylar oldu o Nişantaşı'na yerleşeli, ben Küçük Prens'i göremedim diye plan program yaptık, pazar kahvemizi orada içelim dedik Dodo ve Aslıko'yla bu hafta. Nicedir güzel bi fotoğrafım da olmamıştı, ikisinin instagramına dadanacaktım prensimle. Aa, bi baktık Küçük Prens'i sökmüşler yerinden. Yıldızı duruyor ama, demek ki biri aldı götürdü Küçük Prens'i üstünden. Bunu holiganlıkla açıklayamıyorum, bu insanlar çıldırmış bildiğin. Biz 10-11 yaşlarındayken düzenlenen Maçka Demokrasi Parkı'nın başka hiçbir çocuk parkına benzemeyen oyun alanının da parça parça sökülmesi yaklaşık 3 ay almıştı sadece (şimdi yerlerinde, diğer çocuk parklarındaki tırt plastik oyuncaklardan var işte!) Anlamıyorum ki insanları. Naptınız, benden çok sevdiğiniz Küçük Prens'i söküp eve koydunuz, prens köşesi mi yaptınız evde? İyi anlaşıyor mu bari evdeki tilkiyle?
Bugün de Mano Burger'e gidelim dedik arkadaşlarla. Ben ilk defa gidecektim, deli gibi de açtım üstelik. Gittik, Tünel'deki Mano Burger'in yerinde yeller esiyor. Murphy, naber canım? Gidip Big Chef's'te yedik tabi hamburgerimizi ama olay o değil ki be abi!
Böyle şeyler olduğunda "hayatımdaki her şey kötü gidiyor" diye isyan ederdi Veciko eskiden. He, aynen öyle.
Görselsiz bu yazı, hiçbir şeyi yerinde bulup görselemedim bi türlü. İdare edin.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder