Bir Adana ziyareti, iki saatlik bir trafik dönüşte, arkadaşların mesaileri, yemekleri, kız arkadaşları, filmleri... Ve bir doğumgününü kutlayamadık. Artık içgüdüsel işler yapamıyoruz.
Resmi olarak hayatın bittiğini dün hissettim.
Ve bugün, saat 08:47'de panikle uyanıp, aynen geri uyumak için hayatımdan birkaç gün vermek üzere Lucifer ile pazarlık yaparak giyinirken kaç kez küfrettim, bilmiyorum. Sonra da iPod'umu evde unuttuğuma küfrettim. Silecek suyumun bitişine, sonra. İnanamazsınız insan küfredecek neler buluyor, yeter ki istesin.
Bana teslimat yapan yakışıklı muhaberat elemanı alttan ikinci kutuya imza atmamı isteyip üsttekini gösterince "bu alttan ikinci kutu mu?" dememle -sen benim bu gözümü görüyor musun, diye atarlanan ilkokul hocam gibi aynı- dibi gördüm. Laf ağzımdan çıktı, dudağımı ısırdım ama geri dönüşü yoktu. Ne ayıp, dili sürçtü diye aşağılamak birini.
Hep Cem Yılmaz yüzünden oluyor bunlar. Dünkü gösteri ertelenmeseydi, şimdi belki de pamuk gibi bir insandım. Hallaç pamuğu gibi atılmıştım gülerken, tiftik tiftik olmuştum. Ama olmadı (şimdi düşünüyorum da belki de geç kalırdım ona bile, lanet trafik.)
Acaba toprağa bassam sakinleşir miyim şimdi?
Beni 2 günlük gönderin şehir dışına artık ve cumartesiye bağlansın, çünkü ben dönüşte çok çirkin oluyorum.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
3 yazmadan duramayan var!:
çıplak ayakla çimlerde gezmek lazım. şu yağmur bitsin hele...
Evet lütfen!
bir an yazıyı okurken rahatsız oldum. =) biz de pazar günü cem yılmaz'a gidecektik, ertelendi. dün erkek arkadaşım adana'dan geldi ve iş için gitmişti.
aşkı bilmem de ben tesadüflerden tırsabiliyorum =))
Yorum Gönder