Bazen geliyorlar bana. Birilerine işkence edesim geliyor. Ağzını burnunu bile kırmaya gerek yok, bir sandalyeye bağlayıp sadece hakaret etmek istiyorum bir insana. Ölesiye kızdırmak istiyorum, istiyorsa ölebilir de.
Hıncal Uluç'tan hıncımı alamıyorum sabahtan beri.
"Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?" yazısını kaleme almakla kalmayıp, yayınlamakta ve o pişkin pişkin sırıtan sıfatını bu yazının üstüne iliştirmekte beis görmeyen bu adam ölse, bir bekar kadının evinde ya da kendi evinde, ya da vudu'nun istemiyle reşit olmayan bir kızın koynunda o meşhur mavi haptan almış vaziyette ölü bulunsa... Ne hissedersiniz, üzülür müsünüz?
Ben üzülürüm. Neden biliyor musunuz, bir insanın ölmesine hiç üzülmediğim için; bazı insanların hayattan elenmesi beni üzemediği için, sanki sorun bendeymişçesine, üzülürüm.
(04 Şubat 2011, İstanbul)
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2011/02/04/bu_nasil_bir_mahalle_baskisidir
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder