Söylediklerinden ziyade söylemedikleri de önemli bir insanın.
*
Kimsenin yaşadığını dahi hatırlamadığı anların benim için bu kadar önemli, bu kadar altı çizilerek yaşanan anlar olması beni üzüyor; ya da şöyle demeli, bunların benim için her daim değerli ve hatırlanır olması değil (çünkü buna ancak sevinilir), beni üzdüğü için hatırladığım şeyler olması beni üzüyor.
*
_ Galiba uyudu, bardak düşmesin elinden?
(Halbuki uyuyamayacak kadar ayığım. Bana neden söylemiyorsun? Ağzını açıp neden bana söylemiyorsun, neden bu bir savunmasızlık göstergesi, umunumunu diye hafif ve korunmaya muhtaç bir sesle hiç umrunda olmayan bir durumu ortaya koyarak hatırlatmak orada olduğunu... İhtiyacın mı var buna?)
Sonra ben gidince "gitti" oluyor. Oluyor da, bir şey de olmuyor. İyi olmayışlarım kimseyi ilgilendirmiyor. İyi olmayışımı üstüne alınan, ya da şöyle demeli, beni iyi etme işini de kötü etme işi kadar ciddiye alan birileri lazım.
Yoksa mümkün mü dostlar, bir insanın sadece bir iş yüzünden bunca mutsuz olması?
*
Şu ofis ortamındaki prensiplere bağlılığımı hayatımın her alanına yayabilseydim, iyiydi. Nalet, çekilmez, korkulan, saygı duyulan ve... işte o kişi olurdum.
Ama yanlış strateji, yanlış yerlerde.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder