Olamıyorsun abi, olamıyorsun. "Cem Yapar demişti" dersin işte böyle sonra (zaten o da der,
ben demiştim aaabiii, olamıyoruz, der. Genellemek iyi bir şey. Ben ben diyorum, adam biz diyor. Biz diye bir şey var yani.)
İşin acayibi içimde bir huzursuzluk yok artık. Neden bilmiyorum, bir gün uyudum uyandım böyle oldu değil; bir gün, aniden, aniden, ben bir arabada karşı tarafa gidiyordum ve gözümün önünde bir sahne canlandı, bir veda sahnesi. Bir kafayı göğsüme yasladığım, bir eli tuttuğum, öyle konuştuğum cinsten; ve bir şeyler bitti, güzel güzel bitti ama, herkesin öyle bir bitiş isteyeceği cinsten. Elveda değil de, hoşçakal.
Benim kafamdaki senaryolar gerçek hayata öyle dökülmeyecek; çünkü
bazen iki kişinin arasındaki en uzun mesafe bir zıvana uzunluğu. Ama olsun, bitişler güzeldir bazen. Bugün çok uzağa gidecek bir mektubun son paragrafını yazdım, iki gündür aklımdaydı.
Bitirmek, başlamanın yarısıdır.Başlangıcı hatırlanmayan hikayeler (biteceğini bilsem başlangıcına dikkat edeceğimi bildiğim hikayeler) var. Var, hepimizin hayatında var. Nasıl tanıştınız, ne zaman, nerede, tam bilmiyorsunuz, değil mi? En azından sonunuzu net çizmeniz iyi olmuştur o halde.
Çünkü o bırakma anı gelir.
Siz güçlüsünüzdür, elinize iki pafpaf, o güçlü kollarıyla kalbinizin, yavaş yavaş kaldırırsınız onu, hadi bi gayret daha, en tepededir. Tutarsınız birkaç saniye, bir, iki, üç, ne kadar gerekiyorsa. Ağırlık hafiflemez,
taşıdığınız çok büyük bir yük olmasa bile -açıklamasız- yorulursunuz, taşımanız zorlaşır, kollarınız titremeye başlar, dört, beş... Bırakırsınız önünüze,
dan! diye düşer yere, birden, hiç de kaldırdığınız gibi yavaşça değil, sonunuzu net çizmiştir yerçekimi. O düşer, sizin kollarınızda bir boşluk, hafif bir titreme devam etmekte.
Bu muydu o kadar zorlandığınız, kaldırırken?Artık daha ağırını kaldırabileceğinizi de biliyorsunuzdur ama belki o kadar yukarı kaldırmaya gerek yoktur. Daha kararlı bir yerde tutsanız herkes için çok daha iyi, çok daha mutlu, sakin, olgun, doygun olacaktır belki de.
İşte bu benim bulduğum huzur, aynı bir haltercinin huzuru.
(01 Şubat ~ 08 Şubat 2011, İstanbul)Biterken Ayten Alpman, Sen benim şarkılarımsın'ı söylüyordu.
2 yazmadan duramayan var!:
Benim için başlamak bitirmenin %10u falan. Yarım bırakma ihtimalim çok yüksek.
bitirmek başlamanın? :)
Yorum Gönder