'Rezil' isimli parçayı dinleyince haliniz duman diye düşündüm. "Ortada bir dergah var / Devrilir başın yarar / Arkasında tezgah var / Lem yelid ve löp yutar" diyorsunuz. İhlas Sûresi'nde geçen "Lem yelid" ifadesinin ardından löp yutar demenizin amacı ne?
Kaan: Orada eleştirdiğimiz şey dinin suistimal edilmesi. Yani kendine menfaat sağlaması insanların. Ki bu, yıllardan beri Türkiye tarihinde her kesimin yaptığı bir şey. Formlarda İhlas Sûresi'yle dalga geçiyorlar diye alakasız konulara değinmişler. Kimsenin haddine düşmez insanın dini ve inancıyla dalga geçmek. Konunun öznesi, ortada dönen bir tezgâhın olması. Burada fena olan, bunu tespit edip ortaya koymak mı, yoksa bunu yapıp çıkar sağlayanlar mı fena? İhlas Sûresi, çok da güzel bir ayet. Sade ve en güzel ayetlerden bir tanesi. Biz değerini bilmeden, farkında olmadan bir şeyler yapmıyoruz. Ama orada konunun ayetle bir alakası yok. Din adamı gönülden inanarak, iyilik ve güzellik içindeyse biz de onunla beraberiz. Ama bunu söyleyip üstüne de bundan çıkar sağlıyorsa onun karşısındayız.
Cengiz: Teknik bir detay var orada. 'Lem Yelid'in arkasından gelen 'löp yutar' ifadesi tezgâhın fiili. Yani dörtlüğe bakarsanız, son iki dizede yıkılan dergâh, löp yutan tezgâhtır. Lem Yelid'le kesinlikle bağlantılı değildir. Şiirin yorumlanmasında hızla yapılmış yorumlar olabilir, ama Lem Yelid'i deforme etmek kimsenin haddine değil, bizim de haddimize değil.
Çevir kazı yanmasın, diyebilirsiniz. Bilemem. Dalga geçilen, benim için Arapça bir söz öbeği değil, onun arkasına saklanarak milletin ağzına sıçan bir grup politikacıdır. İşte o yüzden de bunu inanan insana hakaret saymıyorum.
Bence gülebiliriz. Neredeyse her şey gülünebilirdir hayatta. Cem Yılmaz'ın hasta adam için "seni boydan boya yarmışlar, ölmüşsün, daha ne konuşuyorsun?" gibi bir şey söylemesine gülüyorsak eğer, gülebiliyorsak yanımızda bir yakını çok yakında boydan boya ameliyat olmuş biri varken bile, o zaman Duman'a da gülümseyebilir, Zaytung'a da şukusunu verebiliriz aşağıdaki hata mesajını gördüğümüzde:
İnsanların kutsalları kişiden kişiye değişir; sizin için dindir, başkası için yemektir, bir diğeri için aşktır, annedir, çocuktur, vesaire vesaire. Biri diğerinden daha az önemlidir, daha az ruhanidir diyemezsiniz. Birbirinin anasına küfredebilen insanlar var etrafımızda, bir de bu yüzden adam öldürenler. Hangileri haklı? Haklı var mı?
Kutsallık kavramı sorgulanırsa, her şeye sansür uygulamak gerekir, altından kalkılmaz. Bırakın, gerçekten ters bir şey yaptığında uygunsuz olduğu için silinip gitsin kişi. Geri kalanların 15 dakikadan uzun süren şöhretlerine saygı duyun, onları dinleyin, onlara gülün siz de.
1 yazmadan duramayan var!:
ahahhaha zaytung'un uyarı mesajını bilmiyordum =) pek güzelmiş.
Yorum Gönder