Bildiğin evliyim.
Neyse ki oyun moyun değil derdim. Warcraft veya Knight Online için saatlerce kendimi heba etsem, ilk ben kendime kızardım (ama counter oynamayı özlüyorum, o ayrı).
Bugün yakın bir arkadaşımın feysbukuna baktım, haftalar öncesinden farklı hiçbir şey yoktu. Çok değil, daha bir yıl önce oldukça sık aralıklarla, telefonla filan feysbuka girdiğini düşünürsek ilginç bir durum gibi görünebilir. Aslında çok basit bir açıklaması var: Manita yaptı.
Ben de twitter hesabı aldım. Feysbukla aramız o sebepten limoni.
Aslında twitter'ı saçma bulma dönemini atlatmam uzun sürmedi. Paylaşım açısından feysbukun tam bir çöplüğe döneceği, şeklinin değiştiği ilk andan belliydi: Kişilerin kendilerinden ve feysbukta olma nedenlerinden (fotoğraf, kişisel bilgi ve görüş paylaşımı vb) çok youtube, hatta alkışlarlayaşıyorum videolarının ve Yılmaz Özdil köşeyazılarının gözümüze sokulacağını yeni Anasayfa'sı ile feysbuk bangır bangır ilan etmişti vaktiyle. Ben de eskiye dönmek isteyenlerdendim ama ne yazık ki böyle bir opsiyon yoktu. Böyle yerler totaliterdir.
Twitter, içinde bulundularını ellerinden telefon düşürmemeleriyle yakinen bildiğim dostların, takip etmek isteyebileceğim şeyler paylaşacaklarına güvendiğim an sempatimi kazandı. İlla kaliteli bir şey izlemek gerekmiyor, insan bazen akıl dolu bir tespite veya bir veryansına tanık olmak istiyor. İtiraf ediyorum, bana düşünmek için çok malzeme çıkıyor, yazmak için belki daha az.
Lakin, "yakında alacağım" dememin üstünden bayağı zaman geçti. Bunun iki nedeni var, iki kişi. Biri, twitter açarsam başından kalkamayacağımı söyleyen biri, diğeri de blog okuyamayan "amman twittera sarma, çarşaf çarşaf seni takip etmeyelim" diğeri. Eh, ben kimdim ki karşı çıkayım?
Diğeri, bir gün bloguma göz atmaya karar verip bana "Twitter hesabı alsana." dedi. Aldım. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun efendim, alışma dönemindeyim, öyle böyle bir güncelleme çılgınlığı içinde değilim, olacağımı da sanmıyorum, burayı boşlamaya da hiiiç niyetim yok.
Feysbukla çok işim yok diye ilişki durumum değişti sayılmasın; ben de bilgisayarla takılıyorum, yer yer seviyesiz bir ilişkimiz var (ayrıca her ilişkinin yer yer seviyesiz olması gerektiğinde hemfikiriz), mutluyuz.
3 yazmadan duramayan var!:
twitter candır kandır ;)
Ben de twitter'ı facebook'a tercih ediyorum valla, özellikle o Yılmaz Özdil yazılarından filan söz ettiğin yeri okurken "Eveeet!" dedim :)
Büyük konuşamam, paylaşmışlığım vardır benim de o yazılardan ama malzemeleri abartılmış bir laf salatası gibi görüyorum genelde. Olay paylaşım da değil artık, her şeyin aynı oluşu, hep aynı şeyleri konuşmak.
Biraz kafa açmak lazım.
Yorum Gönder