Aşık olmadan aşk acısı çekiyor, terk edilmeden yalnız kalıyorum.
***
Buz var karşımda, beni çağırıyor, serinim ben bak ne güzel, ferahlarsın diyor, elimi uzatıyorum... Yapışıveriyorum.
Ayrıl sıkıyorsa diyor, evet, ayrılamıyorum. Ayrılmaya çalışmak canımı çok acıtıyor, ayrılma düşüncesi de öyle ama yapışık kalmak da az değil, 'ne seninle ne de sensiz'... Başka sıcaklıklar olmasa hissettiğim, buza kesmem an meselesi. Her yere yetişip her yere yanımda taşıyorum onu da, insanlar soruyor "bu ne?" diye, cevabım yok işte, benim bir parçam o diyorum, "nasıl bir parça?" diyorlar tek kaşlarını kaldırarak, saçmalamayın diyorum. Bazı yerlere beni almıyorlar onunla, tek başına çıkman gereken yollara buzla çıkamazsın. Bana uzatılan bazı eller uzatıldığında havada kalıyor, elim dolu, tokalaşamıyorum, tutamıyorum.
Kelimelerim bazen bitiyor ama onunkilerin bittiği kadar değil. Ben kendimle konuşuyorum, o kendi kadarını kabul ediyor, evet, öyle, ne yapayım, diyor, bilmiyorum diyor. (Benim buzu sevdiğime inanıyorsun da, onun kabullenişine neden inanmıyorsun?) İnsanlar soruyor "neden bu kadar abartıyorsun?" diye, cevabım yok işte. Susuyorum, ona da kızamıyorum, doğası bu demek ki; doğası bu diye kızılır mı hiçbir şeye? Aldığım eğitime yakışmaz bi kere.
Sonra iyi saatte olsunlar geliyor, her zaman yok yere gelmiyor iyi saatte olsunlar, ben bunları yaşar, düşünür, canımı sıkarken nasıl kurtulurum veya kurtulur muyum diye; o benden esirgediği azıcık sıcaklığı nasıl başkalarına dağıtır/başkalarına nasıl dağıtır/o başkaları nasıl başkalarıdır, anlamıyorum, ben bir yerde hata yapıyorum herhalde. Çok kızıyorum, işte o zaman elimi vurup vargücümle duvara, kırasım geliyor onu, elimi de kıracağımı bilerek. Zaten kendime de kızıyorum, çocukları sehpaya çarpınca annelerin sehpadan aldığı intikam gibi aynı, kendi kendime ceza veriyorum, ben de kırılayım lan, ne var ki. Buz kırılsın gitsin istiyorum, canı yansın istiyorum, benim gibi. Ben yanıyorum çünkü...
Ve o yavaşça eriyor.
Ve benim tek yaptığım, boştaki elimle bunları yazmak oluyor.
Tatminsizlik dizboyu.
***
Benim için kavga etmeyen, benim için 'benimle' bile kavga etmeyen bir adamı seviyorum. Çok seviyorum, yapacak bir şey yok.
Dedim ya, ayrılık ilişkisel bir şey değildir illa ve ben bugünün geleceğini çok önceden görmüştüm... İletişime ve gerektiği kadar şiddete inanırım ben ama bu çok kötü oldu; lagda kaldık tabir-i caizse;
İşte şimdi, tanıdığım kimsenin anlamayacağı bir yerdeyim.
Yalnızlık ömür boyu.
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder