Ben "gündönümü" diyorum. Gün batar, döner, tekrar doğar. Günün batması her zaman kötü bir şey değildir, güzel batan bir gün için insan hayatından pek çok şeyi feda edebilir.
Aynı bu resimdeki gibi güzel batan bir gün için.
***
Ah Küçük Prensim! Senin o üzünç dolu küçük hayatını yavaş yavaş anladım böylece. Uzun bir süre günbatımındaki tatlılık, tek avuntun olmuştu. Bu ayrıntıyı dördüncü gün öğrendim. Ne demiştin bana o sabah?
_ Günbatımını çok seviyorum. Hadi gidip bir günbatımı görelim.
_ Ama beklemek gerek...
_ Neyi?
_ Güneşin batışını.
Önce ne şaşırmıştın! Sonra da kendi kendine gülmüştün. Demiştin ki bana:
_ Kendimi hep bizim oralarda sanıyorum!
Öyle ya, Amerika'da öğle iken Fransa'da günün batmakta olduğunu bilmeyen yoktur. Fransa'ya bir dakika içinde uçabilseniz günbatımına yetişebilirsiniz. Ne yazık ki Fransa çok uzak bir ülke. Ama sen küçük gezegeninde iskemleni şöyle bir kımıldatsan oldu bitti. Güneşin batışını, alacakaranlığın çöküşünü artık gör görebildiğin kadar... Demiştin ki:
_ Günde tam kırk dört tane günbatımı gördüğüm olmuştur.
Sonra da eklemiştin:
_Biliyor musun, insan üzgün olunca günbatımının tadına daha iyi varıyor.
_ Demek sen kırk üç gündür pek üzgündün?
Küçük Prens buna karşılık vermedi.
Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry
2 yazmadan duramayan var!:
o fotolarda o agac sanki bir sinek torbasiymis ve patlamis, sinekler kacmis gibi gorunuo..
ben en iyisi uyuyim
nite nite bella,
sleep tight
dont let the bed bugs bite!
ölüm de öyle değil midir azizim, sineklerin kaçışı gibi adeta... (yok bak gene olmadı!)
uyan artık veciko, rise and shine!
Yorum Gönder