Ara vermeye inanmam ama bir güç var. İnsanı yazmaktan alıkoyan bir güç. Kendi kendine beklentilerini arttıran, artık ne olursa olsun yazayım itkisini kuvvetlendirirken bir yandan da dur, düşün, plan yap, sıraya diz, diyen.
Bende pis bir huy vardır. Bir dersin bir yerinde "aha bu konu önemli" dediğim anda dinlemekten vazgeçerim, tabi ki fark etmeyerek. İnsanlarla tanışırken dinlemem gereken tek şey olan isimlerine çoğu kez dikkat etmeyişim de aynı sebepten olsa gerek. Bir de, önemli işlerin arasına soktuğum safsatalar var; bunlar da işten çoğu kez çıkamama sebebimdir. Angarya olan, yani yine yapılacak olan ama görece önceliksiz işleri, o gün bitmesi gereken işin önüne yığarım mutlaka ve önce onları yaparım. Saçma mı? Elbette.
Kendimi konsantre olmaya zorlamadığım zamanlarda daha dikkatli ve daha üretken oluyorum.
Bu tatile yüksek beklentiyle girdim yazı konusunda. Bekleyen maillere yanıt vermek, bir-iki işle ilgili ufak araştırmalar yapmak, bolca okumak ve kafamı yazı anlamında rahatlatmaktı niyetim. Ama araya başka şeyler girdi, yine. Bu sefer angarya olan şeyler değil ama! Elzem şeyler, tatil gibi; arkadaşlar, Bozcaada, çok içmek, geceyarısı kumsal oturmaları veya saatlerce araba kullanmaları, Amasra, aile gibi... Hepsi çok önemli, hiçbiri bilgisayarla yarım saat geçirmeme engel olmayan şeyler.
Hala Amasra'dayım ama herkes yattı, saat 02:03, The Sims Social'da şimdilik tüm enerjimi bitirdim, tüm görselleri tek bir yere topladım, harddiski düzenledim, twitter açmıyorum, yarın iş yok... Mazeretim kalmadı.
Peki. Başlıyoruz.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder