Hayatımda iki tane ada var.
Biri şehre 1 saat uzaklıkta, Marmara'da. Orada evim var; babam, akrabalarım, anılarım var. Oraya hükmedebilirim aslında, istesem yapabilirim bunu. Değiştirebilirim bile. Ben oraya bu yaz iki kez gittim.
Diğer ada uzak, en az 6 saat. Tee Ege'de. İki feribota biniliyor giderken. Orayla herhangi bir bağım yok, çocukluğum orada geçmedi, orada hiç bisiklete binmedim, evim barkım yok, tanıdığım kimse yaşamıyor orada. Üstelik suyu da daha tuzlu. Ben oraya da bu yaz iki kez gittim.
Aidiyet hissi anlaşılabilir veya tartışılabilir bir şey değil. Yirmi yıldır tanıdığının değil de, üç yıldır tanıdığın kişinin canından can olması gibi aynı, açıklaması yok. Gel gör ki, ilkinin etiketi Ada iken, ikincisininki Bozcaada.
Bu yaz ikinci ve kısa Bozcaada gezimiz kalabalık olacaktı. Kalabalık dediğim yine 8-9 kişi; biz ne zaman kulüp tayfasıyla bir yere gitmeye karar verip 2 kişi kalmışızdır ki zaten? Yok öyle bir dünya. Yerlerimizi ayırttık, akşamları gideceğimiz lokantalara bile gitmeden rezervasyon yaptırdık, yine düştük yollara, yollara, yollara.
Yola düşmeden önceki gün üç şey aldım. Kumsalda heba olsa çok üzülmeyeceğim bir çerez kitap olarak, D&R'da bulduğum Carrie Günlükleri, ama İnkılap Kitabevi'nden (içimde markete inat bir bakkal dostu yattığı doğrudur), aldıklarımın ilkiydi. Arkadaşlarımın muştaya benzettiği kalpli yüzük, ikinci. İnsanı darmadağın etme kapasitesi bakımından benim yüzüğümdeki üç kalp de muştayla çok net kapışır. Son olarak, sezon sonu bikinim. Leopar hiç tarzım değildir aslında, kendime de inanamayarak yaptım bunu, çok iyi oldu çok da güzel iyi oldu taam mı.
Bozcaada'ya gider iken aldı da beni bir kokoşluk... Aşağıdaki fotoğraf altın varaklıdır, aman diyeyim gözlere dikkat.
Bozcaada'dan dönerken de üç şey aldım, ya da üç çeşit şey diyelim: Gönlümce gezdiğim kitabevinden bir sürü kitap, kitap ayraçları yine -tabi ki- ve kırmızı şarap, roze şarap, şarap likörü... Geçen sefer ve bu sefer aldığım ufak tefek hediyelerden bahsetmiyorum, onlar sürpriz oldu veya olsun.
(Yeni Yılla Gelen Kedi'yi alırken aklıma sen geldin Vladimir (ister istemez; bıyık ve kedi - anahtar kelimeler!) okuyunca haberdar edeceğimdir.)
Bu elbette bir girizgahtı sevgili izleğenler, asıl yazı yarısı yenmiş tedirgin sazan gibi tamamlanmayı bekliyor. Bir diğer deyişle, fotoğraf makinesi sahibi arkadaşların keyfini bekliyoruz hep beraber. Ağı serdik, haydi rasgele!
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder