Ben siz istediğiniz her zaman saatlerce konuşmak ve dertlerinizi dinlemek zorunda mıyım? Hiç çözülmeyecek gibi duran ama yarın öbür gün yine, üstelik hesapta kızgın tarafın adım atmasıyla (sonradan tekrar bozulmak üzere) çözüleceğini bildiğim her soruna aynı dikkatle kulak kesilmek zorunda mıyım? Kendimden sıkıldığım, kendimi neredeyse özellikle hasta ettiğim, kimseyi aramadığım, bazılarını özellikle daha çok aramadığım; hiçbir şeye bağlı hissetmeyip boşlukta süzüldüğüm bu günlerde, siz bunu bilirken üstelik ve siz kendinizi bir köprüde oturmak gibi mutluluklarla avutabilirken (ne güzel bir şey olsa gerek avuntu!) ama ben yapamazken, ben hak vermek, empati yapmak, sizinle biraz daha mutsuz olmak zorunda mıyım?
Zorunda mıyım, ha?
Hayır.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
2 yazmadan duramayan var!:
Onlara göre mecbursun buna. Nasıl onları dinlemek istemezsin, mümkün değil!
"Şu an daha önemli bir işim var.", "Şu an benim de keyfim yok, başkasıyla konuş bence." gibi cümleler kurmak her zaman işe yarar. Önce seni kaba bulurlar, arkandan ya da yüzüne karşı saçmalarlar biraz. "ben olsam bunu yapmazdım. Onun ihtiyacı olduğunda ben onu hep dinliyorum" vs. Birkaç defa tekrarlanınca seni böyle kabul etmeleri gerektiğini öğreniyorlar ve dahası pek çoğu senin gibi davranmaya başlıyor :) Tecrübeyle sabittir :)
Bazı insanlar seni kaba olarak kabullenmeyi bile reddediyor. Sadece reddediyor kendisi gibi olmayanı, anlamak güç. Ben henüz o karşılıklı anlayış seviyesine ulaşamadım ve ulaştıramadım karşımdakileri, umarım olur bir gün.
Yorum Gönder