İnternette kendimiz miyiz, bu ayki dosya konumuz bu.
Bir aralar kafama takıldı, bu takip ettiğim onlarca blogun yazarının ne kadar "kendileri" oldukları düşüncesi. Hepsiyle tanışamam ki, üçünü beşini biliyorum haydi, evet öyleler. Aynı yazdıkları gibi görünüyor, oldukları gibi yazıyorlar. Örneğin, 30 yaşında asfasdsads diye internet gülüşü yapmadan yazı yazan ve eğlenceli şeyler yazan adam var ve ben okuyorum yazdıklarını. O adam, asıl o mu?
Aynı şekilde, benim de ne kadar ben olduğumu bilme imkanı yok kimsenin. Diyelim ki ben bu değilim, şaşırır mıydınız? Orta yaşlara merdiven dayamış bir kadın olabilirdim. Bir erkek olabilirdim. Alternatif bir tarz olabilir, standartmış gibi davranabilirdim; sırf öyle olmanın nasıl bir şey olduğunu görmek için, çünkü bu hali gerçek hayatta deneyimlemek için son çıkışı kaçırmış olabilirdim.
***
Ben bu akşam dedim ki: "Ben kendim de bilgisayar başındaki halim gibiyim, bir farkım yok."
Eve dönerken yuh ulan dedim, göz göre göre söylediğine bak, nasıl yalan, nasssıl yalan... Oysa ki burada 'iyi'yim ben. Burada kaldırılabilecek veya beni burada okuyanın kaldırabileceği laflar ediyorum. Gerçek hayatta ise o kadar inatçı, o kadar peşin hükümlü beyanatlar veriyorum ki, dönüp kendi yüzüme bakmam çoğu kez. Nitekim... neyse.
Demem o ki, karakter aynı karakter olabilir ama ruh hali başka.
Böyle memnuniyetsizliklerden dönüp bilgisayar başına oturmalardan birinin de bana bu yazıyı tamamlatmasındaki ironi, kayda değer.
(Kasım 2010, İstanbul-Fethiye-İstanbul)
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
1 yazmadan duramayan var!:
asil bence blogda daha dark sound ediosun. no offense ama kotu bi anlamda demiorum.. ve gayet dogal cunki herseyi yazmaz/yazamazsin ki..
Yorum Gönder