... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

Anjeliqueue

Şimdi ellerimi çırpa çırpa coşkulu bir 19 yaş yazısı yazıcam!

Geçtiğimiz cuma, yani 26 Kasım 2010 gecesi ENSO tarihinin en büyük, en kalabalık ve en prestijli partisini gerçekleşti. Anjelique'de bir üniversite partisinin ilk oluşu bir yana, bunun bir cuma gününe denk gelişi kapıda akıllara zarar bir kalabalık oluşmasına neden oldu. Anjelique için, hem de ENSO partisi olacağını bile bile önceki ve sonraki haftaları zorlamaya devam eden Radyo Boğaziçi üyeleri mikrofonlarını yemiştir tahmin ediyorum (kusura bakma David:))

Davetli listesinde olan biz bile 40 dakika filan kapıda beklememize rağmen içeri giremeyip, gidip sahilde zaman öldürdük, sonra ancak girebildik partiye. "Anjelique istifa!" nidaları yükseliyordu kalabalıktan; bilet alıp içeri giremeyen, kurnaz güvenlik görevlileriyle kavga eden bir sürü üniversite öğrencisinden. Biz yaşlılar arkalarda durup acaba ENSO için bir şey denecek mi, diye bekledik. Denmedi. Yine de partiden sonra ENSO'nun "izdiham için biz özür diliyoruz, içeri giremeyenlerin parasını iade ediyoruz" mesajı, son yıllarda kulüpte gördüğüm en düzgün davranış olabilir.
Anjelique'e geri dönelim... Şimdiye kadar SuAda dışında bu kadar denizin içinde hissettiğim bir mekan olmamıştı, o bakımdan mekan bayağı güzelmiş. Hem de geniş, ferah; aşağıda duranların yukarıdakilerin frikiklerine nail olduğu tehlikeli bir ortam. Normalde gideceğimden değil, ne işim var anjelikue'de zaten. Az votka çok redbull'a 30 lira vermeye meraklı değilim. Öğrenci psikolojisinden çıkamayan aklımı seveyim!

Bu arada parti, süperdi. Ben bu kadar eğlendiğim bir kop kop zaman dilimi hatırlamıyorum yakın tarihte. Genelde de sıkılırım üstelik bir yerden sonra; iki hafta önce "eelence" diye daracık, tüm olayı içeri herkesi almama züppelikleri olan türkçe pop kafasında bir yere gittik örneğin, bir yerden sonra ayh! nidalarıyla elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeyip (ki zaten koyacak yer de yoktu, tıkış tıkış...) bir köşeye çekildim; Tsum'la onu bunu kesip malzeme topladık; ben blog için, o planladığı senaryo için. Kafamda birtakım soru işaretleri oluştu, örneğin tek gecelik ilişki arayışı yüzünden akan anne yaşında kadının kuaföre bir gecede döktüğü paranın nasıl bir yatırım sayılacağını merak ettim. Uzun vadeli ilişki arayan kadının döktüğünden fazla para var o saçta ve makyajda. Bu durum beni şaşırtıyor, bir gece için bu kadar süslenmek... Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez kafası da olabilir.

Amaan, neyse. Biz kulüp heyecanımıza geri dönelim. Topuklarımız elverdiğince hoplayıp zıpladıktan sonra, mekan artık kapanmaya yüz tuttu, biz de topukladık. 25 saat açık pidecimizde bol sarımsaklı sabahakarşıişkembemizi gönül rahatlığıyla içtik ve soluğu evde aldık... ertesi gün 2'de uyanmak üzere.

Ne demiştik? Öğrenci psikolojisinden çıkamayan aklımı seveyim! :)

(Kasım 2010, ziyadesiyle Ortaköy)

0 yazmadan duramayan var!:

Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!