... yazı kalır.

bellatrix begins: batman gibi değil, anka kuşu gibi!

SB vs TTB @ awp_battle

Aile hekimliği diye bir nane çıktı başımıza. Şayet gündemle ilgilenmeyen bir insansanız, bir dahaki sağlık ocağı ziyaretinizde sağlık ocağını yerinde bulamadığınızda ne olduğunu öğreneceksinizdir. Alternatif olarak, bu yazıyı da okuyabilirsiniz.

Aile hekimliği, bir pratisyen hekimin belli bir mahalleye atanıp oradaki kişilerin her türlü sağlık probleminden sorumlu olması demek. Tahmin edebileceğiniz üzere, siyasette tanımlar o anki durumu anlatmakta çok yetersiz kalıyor. İşin aslı şu: Daha önce sağlık ocağında çalışmakta olan pratisyen hekimler, çalıştıkları yerler feshedildiğinde direkt olarak bulundukları bölgenin aile hekimliği kadrolarına uygun şekilde yerleştiriliyorlar; 10-15 doktor başına bir bina veriliyor yine uygun bir yerde... Ve o kadar.

Sonra o bina nasıl döşenmiş, odaların mobilyaları nasıl alınmış, ofisboy mu çaycı mı tutulmuş, onların SGK kaydı yapılmış mı; binanın elektrik, su, doğalgaz vb faturaları ödenmiş mi, bu doktorlar kendilerine bilgisayar almış mı, bi kere bu doktorlar hayatlarında bir kere bilgisayar kullanmış mı acaba... gibi örneklendirebileceğimiz sorular kimsenin aklına gelmiyor. Tüm bunlar tamamen, o işe sırf "halihazırda o bölgede çalıştığı için" veya "belli bir hizmet puanı edindiği için" oturtulmuş doktorların inisiyatifine bırakılmış durumda. Bu arada hizmet puanı kavramını biraz açmak gerekirse, açılacak bir şey olmadığını göreceksiniz. Kredi kartıyla kazandığınız bonus misali, yıllar içinde siz çalıştıkça kendiliğinden biriken bir puan bu. Dolayısıyla, kredi kartıyla kazandığınız bonus misali, size verilene razı olacağınız ve kullanmadığınızda kahrolmayacağınız bir şey olmalı. Havadan para, havadan puan.

Tüm bunlar bizi şu noktaya getiriyor: Bu işi yapması teklif edilen hekimlerin en azından birçoğu, bu işi yapmak için gerekli kalifikasyona sahip olup olmadıkları araştırılmamış, sırf yıllardır belli bir puan kazandıkları için aile hekimliğini hak etmiş kişiler. Ve bu insanların en azından birçoğu yaşlı; 50 yaşın üstünde, kimileri 60 yaşın üstünde, neredeyse emekli olacak hekimler bunlar. Sorumlu olacakları 3600 kişinin yükünü kaldıramayacak, "artık vizitler, ilaçlar bilgisayarla takip edilecek" kafasına ayak uyduramayacak insanlar.

Korkutucu olan da şu: Bu hekimlerin en azından birçoğu, halihazırda kazandıkları paradan çok daha fazla olan aile hekimliği maaşına tav olup bu işi kabul ettiler. Şaka değil, yaklaşık 5 bin lira maaş ve 2 bin lira harcırah alacaklar, harcamalarından tamamen kendileri sorumlu olacakları için normal bir rakam bu. Ama fahiş; ülke standartlarına göre, genelde sürüm sürüm sürünen doktorları, öğretmenleri ve hatta tüm memurları düşününce oldukça yüksek bir ücret. Kaldı ki, bu ücretin ilerleyen yıllarda performansa veya başka sebeplere bağlı olarak düşmeyeceğinin garantisi de yok. Garantici memur kafasına ters düşen bir riski kabul etmek oluyor bu bir bakıma.

Sonuç olarak, gecenin bir körü bir şey olduğunda aramanız beklenen (ama mesai saati dışında sizinle ilgilenip ilgilenmeyeceği kendi vicdanına bırakılmış olan), kendisine başvuran hastayı takip etmesi gereken (ama takip edip etmeyeceği kendi vicdanına bırakılmış olan) bir sürü yaşlı doktorumuz var artık. Abarttığımı düşünüyorsunuz, lakin bunların hepsi tecrübeyle sabit. Yukarıda parantez içinde yazan ifadeler, az kalsın aile hekimi olacak olan bir doktorun ifadeleri. Ve kendisi 2 yıl sonra emekli olacak.

Türk Tabipler Birliği (TTB) -ki kendilerini başka sebeplerle hiç gözüm tutmaz-, daha yeni uygulanmaya başlayan aile hekimliğinde çıkan pürüzlerin üstüne gittikleri için olsa gerek, Sağlık Bakanı'ndan vetoyu yemiş durumdalar: "TTB sniper gibi bekliyor" demiş adam. Vay anasını! Counter'a çağırıyorum kendisini, davetime iştirak ederse memnuniyetle kapışırız bir awp haritasında.

Aslında yapılmak istenen şey -ki belki birkaç yıl sonra, bu devir emekli olduğunda olur bu-, yeni mezun, muayenehane açıp kendini kurtarma planı olan TUS tembeli pratisyen doktoru, dolgun bir maaşla devlete bağlı çalıştırmak. Bu iyi bir niyet aslında; koşturmaktan imtina etmeyecek cevval doktorlarla bu iş yürüyebilir. Ama bu geçiş dönemi içinde kendinizi Türk hekimlerine emanet edecekseniz, en azından aile hekimleri için, bir daha düşünebilirsiniz.

(Kasım 2010, İstanbul)


Sağlık Bakanı'nın teşbihi ile, TTB'nin karşı atağına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

0 yazmadan duramayan var!:

Related Posts with Thumbnails

bencileyin

Fotoğrafım
iyiyim, kötüyüm, mutluyum, mutsuzum, güzelim, çirkinim - herkes kadar. çok şey bilir, her şeyi hatırlarım; çöp beyinliyimdir. bana alttan bakarsanız bir tanrı görürsünüz (temsili). müzik dinlerim, sadece yalnızsam veya sarhoşsam bağıra bağıra eşlik ederim; yoksa insanları düşünürüm aslında. ve severim. insanları severim; bazı insanları daha fazla, bazılarını çok çok fazla, boyumdan büyük severim. sonracıma, okurum. bir de yazarım; iyi, kötü, mutlu, mutsuz, güzel, çirkin - herkes kadar.

basılı materyalin hastasıyım!

read the printed word!