Çalışmadan çıkalı bir yıldan fazla zaman olmuş hastanın, şimdiye kadar sorulmayan takip vizitleri yurtdışı tarafından hortlatıldığında insanın neler hissedebileceğini ancak ve ancak bir meslektaşım anlayabilir.
"Çalışmanın başında olmak" her babayiğidin harcı değil görünen o ki. Her hafta başında bir yerlerden çektiği excel raporlarını gönderip hadi hadi hadi! diye yanıt istemekle olmuyor.
Artık bu konulara daha esprili yaklaşıyorum, tabir-i caizse kaşarlandım sanki, sonuçta 3 yıldır bu işi görüyorum/ yapıyorum. "Gene iyi fark etmişsiniz, better late than never" mealinde bir mail attım, cevabı şöyle oldu:
"Unfortunately you’re right… thanks for doing what you can."
Yapabileceğimin en iyisini yapmama gibi bir opsiyonum yok, onu kafadan eledim. Ama zamanında fark edilmeyen, protokolde açıkça yazmayan veya bizimki gibi sıkı kuralları olması gereken bir işte gözden kaçan şeyleri fark etmek mutluluk vermiyor insana bir yerden sonra. Aman da bana teşekkür ettiler, diyemiyorum.
Yani, eskiden olsa bunları fark ettiğime sevinirdim, artık işin angaryasına kaldığıma ve benim fark ettiğim şeyleri benden daha kalifiye olması gereken insanların akıl edemediğine üzülüyorum. Kaşarlanmış mıyım gerçekten, yoksa hala bu durumlara şaştığım ve tepki verdiğim için tam bir süt mü sayılırım?
(06 Nisan 2010, Gayrettepe)
* Ve ben demiştim en iyisi study manager olmak diye...
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder