Hala (evet, hala!) karışık olan odamı düzenlemeye çalıştığım bu gecenin iç karmaşasına gel:
Eskiden CD almazdım, alamazdım daha doğrusu (hala da korsana yüzde yüz karşı olduğum söylenemez de).
Bugün "Özgürlük Emek İster"i dinlemek için aldığım CD'yi, ancak kendimi, kendime CD alabilecek cendere içine soktuğumda alabilecek duruma geliyorum - özgürlüğe doğru mu, yoksa özgürlüğün sözdesine, müziktesine doğru mu emek veriyorum?
***
Güzel bir şey düşünmem lazım bunun üstüne...
Günlerden bir refleks gümüşüne bindiğim ilk gün, karşı yakaya geçer ve sağdaki arabaların hepsine galiba çarpacağımızdan endişe ederken hiç yoktan sordu bana dostum "Sen ne dinlerdin eskiden?" diye. Herhangi bir lafın geldiği veya gittiği yoktu o soruya.
"Nasıl yani?" dedim, "işte, lisedeyken mesela" dedi. Saydım üç-beş şey. Farklı şeyler dinliyormuşuz çoğunlukla, önemsiz.
Bulutsuzluk Özlemi bana onu, hiç yoktan sorduğu o soruyu hatırlattığı için, o an hiç önemsiz gibi görünen bi "işte o an" olduğu için aslında, şu an arkaplanımda çalan müziğe çok uydu.
***
İki tane soru işareti.
Seç beğen al.
(11 Nisan 2010, Akaretler)
Not: Bulutsuzluk Senfoni'yi dinlemeniz lazım. Geçmişinizde bu grup olmasa bile.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder