Haftaiçi gündüz vakti; hava soğuk, yağmurlu; ortam loş ve bomboş! Bir porsiyon barbun, bir de salata söyledim. Mısır ekmeği önden geldi Allahın emri kabilinden... Arkada da gözünü sevdiğim sanat müziği çalmakta, "gönül kapım açıktır / çalmadan gir içeri". Bi' tek de rakı söylesem sofram tamamdı aslında ama o kadar romansı tek başıma kaldırabileceğimden emin olamadım. Görev başında içmedim, diye çevirebiliriz de.
bluetooth arızası giderilemediği için yine bir temsili resim ile devam ediyoruz, ama merak edecek bir şey yok; zira benim çektiğim resim de bunun aynısıydı.
İşinin nesini seviyorsun diye sorana, işte bunu, derim, ofis dışında olduğum zamanlarda kırk yılda bir de olsa, bana nefes alma imkanı sağlamasını. Tabi ki evimde içmeyi tercih ederdim şu kahveyi, sekiz buçukta kalkacak uçağımı beklerken içmek yerine ama napalım, derler ya kaderde varsa düzülmek, neye yarar üzülmek diye; biz de keyif almaya bakıyoruz işte.
Mutluyum bugün yahu :)
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder