Benim gidemediğim partilere insanlar gitmiş, benim içemediğim içkileri insanlar içmiş, benim dağıtamadığım kafaları insanlar dağıtmış, benim aylardır bekleyip de göremediğim Alice in Wonderland'leri insanlar görmüş... Ben de hala ofisteyim. If only pazartesi Adana'ya, salı da Trabzon'a gidiyor olmasaydım...
Lanet olsun lan.
Şu iş hayatından anladığım bir şey var; sektörün daracık penceresinden bakarak konuşuyorum: Eğlenecek zaman bulmak istiyorsan ya study manager olacaksın (Türkçesi yok, Türkiye'de yok çünkü) ya da Medikal Müdür. Keşke iki yıl daha okuyup doktor olsaymışım.
Şu an kafam ağrıyor; Ankara'dan geldiğim gibi kendimi ofiste buldum, yediğimin ofisinde bir tek ben varım niye varım lan ben? Napıyorum ben? Şu pencereden dışarı bakıp bir daha 15 yaşında olmayacağımı hatırladığım zamanlardan şimdi de yaşayıp kendime gelip, yeter lan diye bırakmak istiyorum işi gücü. Yav, milletin ilacı etkisiz çıkıyor, ben daha dertliyim. Nasıl iş bu anlamadım ki.
Ben de gitmek istiyorum yaa, ben de müzik dinlemek istiyorum, biraz içmek istiyorum. Yorgunluktan değil, sarhoşluktan sızmak istiyorum. Olamaz mı? Yakışmadı mı?
Ağlamak istiyorum, en basitinden.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
3 yazmadan duramayan var!:
Alışırsın... ;)
ucubuuuu
aaladim..
o deli hunisine guzel cicekler cizelim fosforlu kalemlerimizle bir kac ta ponpon takalim??
bu 1.
2.asil onemli olan ruhen partilemek diil mi?
3.zaten olaya ole bakinca sen 24/7 paritliyen bir bebeksin.. birak ya ne study si ne manager i..
haha xD
seni dusundum basligi atarken
o zaman 1: bence sen yaparsin o cizme isini, fosforlu kalem filan. tam senin kalemin :)
2: evet!
3: ya, ne demezsin :)
ozledim lan seni. neyse yarin goruscez
Yorum Gönder