Şimdi, ceviz ağacında çıkamadığı kadar yukarılarda olan Duygu'ya...
Vladimir ortaya sormuş, "Bir ağaç olsanız, hangi ağaç olmak isterdiniz?"Üstüme alındım.
Ben, ilk aklıma gelen ağaç olmak istiyorum: Heybeliada'daki mandalina ağacımız. Meyvelerinin olgunlaştığını hiç göremediğimiz, daha yeşilken hafiften tırnaklayıp mis gibi kokladığımız o meyvelerin birini bile koparıp yiyemediğimiz, biz büyüdükçe küçülen (bizim için küçülen) o bahçenin ortasındaki ufak ağaç. Annemin deyimiyle "sütunlar arasında" oturan Zeyyat'ın karşısına yerleşmiş, tüm defilelerimize, benzincilik oynamalarımıza, poğaça tiyatrolarımıza tanıklık etmiş olan ağaç.
***
"Şu sırada mutfakta poğaçalar fırına sürülmek üzeredir. Çay bardakları sabırsızlanmıştır. Ama biz işimize bakalım. Poğaça Tiyatromuzun perdesi açılmak üzere. Seyirciler bahçe sandalyelerindeki yerlerini almıştır. Poğaça Tiyatrosunda sıcak poğaçayı hak edebilmek için her oyuncunun bir şov numarası yapması gerekir.
(...)
Hepsi de televizyon çocuklarıdır, ekran izlemekten Poğaça Tiyatrosuna transfer olmuşlardır."*
"Şu sırada mutfakta poğaçalar fırına sürülmek üzeredir. Çay bardakları sabırsızlanmıştır. Ama biz işimize bakalım. Poğaça Tiyatromuzun perdesi açılmak üzere. Seyirciler bahçe sandalyelerindeki yerlerini almıştır. Poğaça Tiyatrosunda sıcak poğaçayı hak edebilmek için her oyuncunun bir şov numarası yapması gerekir.
(...)
Hepsi de televizyon çocuklarıdır, ekran izlemekten Poğaça Tiyatrosuna transfer olmuşlardır."*
***
Sonra yalnız kalmayıp hep o çocukların, her adaya gelişlerinde hafiften çocuklaşan büyümüş hallerinin kahkahalarını duyabileceksem, yaşamaya devam etmek isterdim. Hafiften kuruyuşum, hafiften kuruyup ağırlaşışım, işte bunu duyamadığım için olurdu.
Hemen gözümün önünde biri 82'li, biri 85'li, daha şimdiden çok kız gibi olmayacakları belli olan iki kız çocuğu su tabancalarıyla oynasın, fotoğraf çektirsin... Biri günün birinde 25 yaşında olacağını, diğeri de 25 yaşında öleceğini bilmesin isterdim.
Ben mandalina ağacı olsaydım böyle olurdu.
*Zeyyat Selimoğlu'nun çocukluğumuza dair karaladığı "Şu bizim Poğaça Tiyatrosu"ndan
2 yazmadan duramayan var!:
ağzımda poğaça tadı var resmen. burnumdaki yeşil mandalina kokusundan bahsetmiyorum bile.
ne güzel bişey! :)
Yorum Gönder