Bazen parça parça döküldüğümü hissediyorum ve başkaları da anlıyor, "nooldu ya birden?" diyor bana. Bir şey olmasına gerek yok. Birinin olması gerektiğinden iyi görünmesi, güzel bir gömlek giymesi, saçını kestirmesi filan olabilir; artık hiç görmesem daha iyi dediğin bir adamın karşına çıkması olabilir, bu kadar doğal bir şey olabilir çünkü aynı yerde çalışıyorsun o adamla!
Her şey çok geride ama her şey her an hatırlanası.
Ben dün gece, yerdeki yedek yatağıma uzanıp duvarı tırtıkladım. Duvarımda tırtıklar var benim, sirkeli sularla kazıdığım duvarkağıdından arta kalan, cimrilik edip boyacı çağırmadığım ve astar attırmadığım için iki kat boyanın altından dahi tırnağıma takılan tırtıklar. Onlarla oynadım. Hiçbir şey düşünmedim sanırım. İçimde kalkıp bilgisayarı açmak için büyük bir istek vardı, yapmadım. İçimde mektup yazmak için büyük bir istek vardı, yapmadım. İçimde yatıp uyumak için büyük bir istek vardı, onu da yapmadım.
Bazen oluyor böyle. Bir keresinde koltuğa oturup tam 10 dakika boşluğa bakmıştım salonda. 10 dakikanın sonunda bunu fark edip 11., 12. dakikaları da böyle geçirmiştim, ve hatta 13.yü de belki.
Ben ne zaman lise yıllığında "uyuyarak geçirdiğim zamana acıyorum demiştin ve çok doğru demiştin" yazan kızdan, bu olduğum şeye evrildim? Hangi döneme tekabül eder bu; ilk yalnız kaldığım ana mı, "bu iş olmayacak"ı ilk kabul ettiğim, reddedilmeden reddedildiğim döneme mi, karşılığını alamadığımı düşündüğüm şeylerin içinde ilk nefessiz kaldığım zamana mı, işin çirkin içyüzünü görmeye ve hiçbir şeye inanmamaya başladığım döneme mi, yoksa değişmeye gösterdiğim dirençten yorgun düştüğüm, değiştirilmeye çalıştığıma inanamadığım, yine en çok kendimi paraladığım ve bir otoparkta biri beni kurtarana kadar oturup boşluğa baktığım döneme mi? (Bak, dün gibi hatırlıyorum ve bugün gibi aynı.)
Hepsi bir öğle yemeği sırasına girdiğimde üşüştü aklıma. Her şey birdenbire oldu, birdenbire vurdu bellatrix yere. Bir şeylere olan hevesim, heyecanım, enerjim geri gelecek bir gün. Kimato katu! Yere vurdum, kalkacağımı biliyorum, hem de zıplaya zıplaya, döne döne kalkacağım ama zamanı var daha... Sadece zamana ihtiyacım olmasını umuyorum. Başka bir şeye bağlayamam umudumu.
Bu arada...
Vampire weekend - white sky dinlenesi; fakat bu cümle v'ler ve w'ler karışmadan bir seferde tereddütsüz yazılabilesi değil.
Bir de şey var: "Ölürse Ten Ölür, Canlar Ölesi Değil", Haldun Taner'den. O da okunası.
Kalbim Unutmuyor
3 hafta önce
2 yazmadan duramayan var!:
daha da dinlenilesi:
http://welovekingkong.tumblr.com/post/1016486859/white-sky-cecile-rmx-vampire-weekend-what-a-an
love,
validate my filter
baya iyi. lakin ben o auauauauauu kısmını olabildiğince ince sesimle söylüyorum. biliyorum sen sevmezsin kadın vokal ama :)
Yorum Gönder