Sezo'yu telaşlandırdım galiba gece gece. Napayım, sesini duyasım geldi. Bazı isteklerimin önüne geçemiyorum ve neyse ki geçmem de gerekmiyor.
Aradı hemen. Oh ne güzel, bizimleyken verilmeyen çarşı izinlerinde, bizim 6 erkek 2 kız tabi ki giremediğimiz mekanlara girip girip çıkıyormuş. Hava da güzeldir orada hem... Sesi keyifliydi. Yine de "ne var kızım, niye darlandın?" dedi, "yok ben özledim falan da, yok sesini duyayım da... bak aklım sizde kalmasın."
"Darlanmadım Sezo."
Heee, darlanmadın. Of. Ama şimdi askerdeki adama ne anlatayım ben allahaşkına, bir de beni mi düşünsün... Bir de, olumsuzluğun altını çizmesinden korktum sanırım. Onun yerine şakaya vurdum ben de işi. Tabi ki özledik dedim, sen bizi özlemedin mi dedim, o da -kafası da güzelken hazır- öyle çok etmediği bi laf etti, "değerini bil, bi daha duyamazsın" da demeyi ihmal etmedi. Biz sıpaysak, o eşek çünkü :)
Bir an ne diyeceğimi bilemediğim de oldu. Aslında şunu demek isterdim ama aklı kalacaktı ya, işte, ondan söylemedim:
Sezoooooooooooooooooo!
Gel artık.
Bahçelerde Börülce
1 yıl önce
0 yazmadan duramayan var!:
Yorum Gönder