hepsi bir arada olmuyor değil mi?"
Duygu Asena'nın romanından uyarlama Atıf Yılmaz filmi "Kadının Adı Yok"u izledim. Okuldaki Kadın Araştırmaları Kulübü'nün söylemlerinden öteye gidiyor mu; değişik, yeni bir şey söylüyor mü derseniz, bence söylemiyor.
Ama şu an söylemiyor. Bizim Vicky Christina Barcelona izlemiş gözlerimizi şaşırtmaması vaktinin ilerisinde olduğu gerçeğini değiştirmez. Kaldı ki, bizim gibi yaşayan, düşünen kaç kişi var ki etrafımızda zaten, yan dairemde dört çocuklu bir aile oturuyor örneğin ve evdeki kadın, kocası evde olmadığı takdirde bana dahi açmıyor kapıyı. Şimdi ekşisözlük'e bir göz attım, biri, 2001'de okuduğunda hala böyle tutucu babalar var mı diye düşündüğünü yazmış. Olmaz mı? "Farkındalık" en tiksindiğim sözcüklerden biri olsa da ben en azından bunun farkındayım ve farkında olan başka insanlar olduğunu da biliyorum. Ben sıradışıyım, halk gibi düşünmüyorum savlarının ardına sığınıp, şaşırmış gibi yapmıyorum her şeye.
Şaşıramam çünkü onlar yan dairemde oturuyorlar.
***
Bir adım ötesi var kadını tanımamanın. Şubat sonlarına doğru bir haber okuduk hepimiz. Bazılarımız küfretti geçti, sosyal ortam aktivistlerimiz çeşitli mecralarda paylaştı haberi, bazılarımızın sessizliği ikrardan geldi... Ne bileyim, bir şeyler oldu yine de.
Ve bir reklam filmi çekildi, iyi de oldu:
Peki, ben size başka bir şey göstereyim ki siniriniz hoplasın, bazen ne yaparsanız yapın olmayacağına, bazı insanların kanında "bireylik" olmadığına kani olup, kafanızı yorduğunuza kızın, üzüldüğünüze üzülün diye:
Gülmeyenler canımdır.
Ve bir reklam filmi çekildi, iyi de oldu:
***
Peki, ben size başka bir şey göstereyim ki siniriniz hoplasın, bazen ne yaparsanız yapın olmayacağına, bazı insanların kanında "bireylik" olmadığına kani olup, kafanızı yorduğunuza kızın, üzüldüğünüze üzülün diye:
Gülmeyenler canımdır.
***
Son olarak, Kadının Adı Yok ile ilgili bir ufak bilgi daha, yine sözlükten;
"1988 yılında başbakanlık tarafından küçüklere zararlı yayın ilan edilerek poşette satılmasına karar verilen fakat daha sonra 1991 yılında açılan bir davayla aklanmış kitaptır."
Demek ki bi olayı varmış kitabın. Böyle buyurdu içimdeki anarşist.
2 yazmadan duramayan var!:
o fotoğrafın başka versiyonu var. adam yerde, kadın da onu "nikah salonu" okunun işaret ettiği yöne doğru sürüklüyor. akıl-fikir ver yarabbiiimm!
Neyse iyi bari çift taraflı bi sürüklenme sözkonusu :)
Yorum Gönder