Çok taş olsam, şu etrafımda "ona çakarım, buna bilmemnaparım" diye muhabbet eden erkek güruhuyla muhabbetim de aynı olmazdı gibi geliyor bana. Alttan alta bir etkileme çabası işlerdi adamların bilinçaltına. Bu çok normal aslında, bir adam sırf yakışıklı diye onu listeye alan bir kız olsam ben de default arkadaş olarak değerlendirmezdim çevremdeki birkaç kişiyi.
Yarı kanka/yarı Güzin abla kafasındayım şu an. Kafamın yarısı makara-tukaraya, diğer yarısı da onu görmeye, buna zaman ayırmaya çalışıyor; bir çeşit gönüllülükle geçiyor hayatım. Şikayetçi değilim, yine de canımın gerçekten istemediği yerlerde olmamak için direnç göstermeye karar verdim bir süredir. Kendimi paralamamaya yani.
"Kadınlar kaybetmeyi sever, ama bazı şeyleri" sloganlı bir zayıflatıcı zımbırtı reklamı vardı.
Biraz paranoyakça ama...
Hep "iyi böyle ya" dememin arkasında ne var?
Fiziksel olarak değişirsem, ilişkilerimden kaybedeceğimden korkuyor olabilir miyim acaba?
2 yazmadan duramayan var!:
sen bi zengin olda düşünmesi sana kalsın :)
olmak istemezdim. ama zaten zenginlik sadece bir benzetmeydi, girişti.
Yorum Gönder